Hiç olmadığı kadar fazla kapılıyoruz yeryüzünün büyüsüne. Yüreğimiz kör, idrakımız sağır, aklımız esir. Öyle olmasa niçin ölür çocuklar kırk kilometre yürürken susuzluktan ya da yağmur gibi yağan bombalardan. Alıp veremediğimiz nedir? Michael Ende, "Her şey durmadan yinelenir, gece gündüz, yaz kış. Dünya boş ve anlamsızdır." diyor ve
Leman, belki temiz bir kızdı; fakat çok hafif ve cahildi. Kendini idare etmesini bilmiyor, şirketteki memurlara münasebetsiz şakalar ediyordu.
Yalnız onu bazen rezalet halini alan hoppalıklarını gördükçe: “Ne dedim de onun buraya gelmesine vasıta oldum,” diye kendi kendine kızıyordu.
Ali Rıza Bey’in teessürü bir çapkının kızı mahvetmesinden değil, bu işe dolayısıyla kendisinin vasıta olmasından ileri geliyordu.
- Biliyorum , yaramazlik demek...
- Ah be Mertcan, hiperaktif başka birşey, asıl yaramazlık enneannenin yaptığı reçelleri, keteleri bırakıp o ışıltılı paketler içindeki abur çubukları yemek...
I.Ay Işığı Sokağı
Gururlu bir kadın düşünün. O kadar gururlu ki gururunu ayaklar altına almamak için kendi bedenini, ahlaksız ve bir kadını parayla satın alabileceğini düşünen erkeksi insan müsveddelerinin zevkine terki diyar eğliyor. Bir kadın gururlu olur da kendini başkalarının altına terk mi eder? Sormayın, eder işte. Ediyor işte. Siz herkesin