Ah! Nastyenka, Nastyenka! Şu an ne kadar yalnız olduğumu bir bilebilsen.
Ah Nastyenka! Yalnız kalmak, tamamen tek başına kalmak ve hayıflanacak bir şey bile bulamamak ne kadar boğucu... hiçbir şeye benzemez, hiçbir şeye...
Reklam
Ama beni kahredişini unutmamak Nastyenka! Senin o berrak, lekesiz mutluluğuna kara bir bulut gölgesi düşür mek; duyduğum acıdan yakınarak yüreğine dert olmak, onu gizli pişmanlıklarla sızlatmak, en mutlu anlarda bile bir parça üzüntüyle çarpmasına neden olmak; onunla kol kola rahibin huzuruna yürürken o kapkara buklelerine tutturduğun narin çiçeklerin bir tanesini bile kırma ihtimali... Ah, asla, asla! Senin göğün hep berrak olsun, tatlı gülüşündeki ışıltı ve dinginlik hiç eksilmesin; bir başka yalnız, minnettar yüreğe bahşettiğin o bir anlık mutluluk ve neşe için talihin hep açık olsun! Tanrım! Bir anlık mutluluk! Koskoca bir ömürde az şey mi?..
Ah, beni affedin, affedin beni!" diye yazıyordu Nast yenka. "Diz çökmüş size yalvarıyorum, affedin beni! Hem sizi hem kendimi kandırdım. Her şey bir rüyaydı, bir ha yal... Bugün sizi düşünüp nasıl azap duydum; affedin beni, affedin!.. Beni suçlamayın, çünkü size karşı hislerim değişmiş de ğil; sizi hep seveceğimi söylemiştim, şimdi de
-Ama söz değil mi?.. Çünkü önünde sonunda bir ara eve dönmemiz gerek! -Söz veriyorum, -dedim gülerek... -Gidelim öyleyse! -Gidelim. -Göğe baksanıza Nastyenka, bakın! Yarın harika bir gün olacak; gök ne kadar mavi, hele şu ay! Bakın: Sarı bulut şimdi ayı örtecek, bakın, bakın!.. Ah, hayır sıyırıp geçtiler. Ah şuna bir baksanıza!.. Ama Nastyenka buluta bakmadı, ağzını açmadan oraya mihlanmış gibi duruyordu; bir dakika sonra biraz ürkekçe bana sokuldu. Elleri avucumda titriyordu. Ona baktım... Bana daha da yaslandı. O sırada yanımızdan genç bir adam geçiyordu. Adam birden durdu, dik dik bize baktı ve sonra birkaç adım daha attı. Yüreğim yerinden fırlayacaktı... -Nastyenka, -dedim kısık bir sesle,- bu kim Nastyenka? -O işte, -diye yanıtladı fısıldayarak, bana daha da sokuldu ve daha sıkı sarıldı... Ayakta zor duruyordum. -Nastyenka! Nastyenka! Sensin gerçekten! -diye ses- lendi biri arkamızdan ve aynı anda genç adam bize doğru birkaç adım attı. Tanrım, o ne çığlıktı! Nastyenka nasıl da titredi! Ellerimden nasıl da kurtulup ona koştu!.. Orada ölü gibi kalakalmış, ikisini izliyordum. Ama Nastyenka, adama elini pek gönülsüzce uzattı, sarılışına da pek tutuk karşılık verdi, sonra birden yine bana döndu, ok gibi, şimşek gibi yanımda bitiverdi ve daha ben ne olduğunu anlayamadan boynuma sarılıp içten, coşkulu bir şekilde beni optü. Sonra tek sözcük etmeden yine ona döndü, adamı elinden tuttu ve çekip götürdü. Uzun süre orada arkalarından bakakaldım... Çok geç meden gözlerimin önünde yitip gittiler.
İnanılmaz bir duygu yoğunluğu, her şeye rağmen sevgi..
"Ama beni kahredişini unutmamak Nastyenka! Senim o berrak, lekesiz mutluluğuna kara bir bulut gölgesi düşürmek; duyduğum acıdan yakınarak yüreğine dert olmak; onunla kol kola rahibin huzuruna yürürken o kapkara buklelerine tutturduğun narin çiçeklerin bir tanesini bile kırma ihtimali... Ah, asla, asla! Senin göğün hep berrak olsun, tatlı gülüşündeki ışıltı ve dinginlik hiç eksilmesin; bir başka yalnız, minnettar yüreğe bahşettiğin o bir anlık mutluluk ve neşe için talihin hep açık olsun! Tanrım! Bir an mutluluk! Koskoca ömürde az şey mi?.."
Reklam
Ah Nastyenka! Yalnız kalmak, tamamen tek başına kalmak ve hayıflanacak bir şey bile bulamamak ne kadar boğucu... hiçbir şeye benzemez, hiçbir şeye...
Sayfa 29 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ah Nastyenka! Yalnız kalmak, tamamen tek başına kalmak ve hayıflanacak bir şey bile bulamamak ne kadar boğucu... hiçbir şeye benzemez, hiçbir şeye... Çünkü elinden kayıp gidenler, bütün o yitirdiklerin aslında bir hiçlikten ibaret, saçma, yusyuvarlak bir sıfır, yalnızca ve yalnızca kafandaki hayaller!"
Ah Nastyenka! Yalnız kalmak, tamamen tek başına kalmak ve hayıflanacak bir şey bile bulamamak ne kadar boğucu... hiçbir şeye benzemez, hiçbir şeye... Çünkü elinden kayıp gidenler, bütün o yitirdiklerin aslında bir hiçlikten ibaret, saçma, yusyuvarlak bir sıfır, yalnızca ve yalnızca kafandaki hayaller!
"Ah Nastyenka, Nastyenka!" diye düşündüm. "Bu sözle ne çok şey anlattn! Böyle bir sevgi başka zaman olsa yüreği üşütür, ruha ağır gelir. Senin elin soğuk, benimkiyse ateş gibi sıcak. Ne kadar körsün Nastyenka!.. Ah! Mutlu bir insan ne çekilmez oluyor bazen! Ama sana kizamam ben!.."
Reklam
Ah Nastyenka! Yalnız kalmak, tamamen tek başına kalmak ve hayıflanacak bir şey bile bulamamak ne kadar boğucu... Hiçbir şeye benzemez, hiçbir şeye... Çünkü elinden kayıp gidenler, bütün o yitirdiklerin aslında bir hiçlikten ibaret, saçma, yusyuvarlak bir sıfır, yalnızca ve yalnızca kafandaki hayaller!
Sayfa 29
"Ah Nastyenka, Nastyenka!" diye düşündüm. "Bu sözle ne çok şey anlattın! Böyle bir sevgi başka zaman olsa yüreği üşütür, ruha ağır gelir. Senin elin soğuk, benimkiyse ateş gibi sıcak. Ne kadar körsün Nastyenka!.. Ah! Mutlu bir insan ne çekilmez oluyor bazen ! Ama sana kızamam ben!.."
- Öyleyse artık sonsuza dek birlikteyiz, doğru değil mi? Ah! Nastyenka, Nastyenka! Şu an ne kadar yalnız olduğumu bir bilebilsen!
Sayfa 48 - Kültür yayınlarıKitabı okuyor
Ah! Nastyenka, Nastyenka! Şu an ne kadar yalnız olduğumu bir bilebilsen!
632 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.