76 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 32 hours
Okuduğumun en iyisi
Söyleyeceklerim çok açık, çok net: Bu bir şiir kitabı. Evet, bu bir şiir kitabı ki nasıl bir şiir kitabı? İşitilmedik, duyulmadık, görülmedik, okunulmalık, müthiş. Bir kitabın her cümlesi, her mısrası, her kelimesi mi insanı düşündürürmüş? Evet, düşündürebilirmiş, bu şiirlerle mümkündür dediğim. Serbest nazımı pek sevdiğimi söylemem, herkesin harcı değildir serbest nazımda güzel şiirler yazmak. Fakat,
Didem Madak
Didem Madak
'ın bu şiirlerinin büyük çoğunluğu serbest nazım türünde yazılmasına karşın harika bir biçimde yazılmış. Tam istediğim gibi, okumaya layık bu eser. Allah'la ilgili dizeler misal, aldı beni başka bir tarafa koydu. Okuduğum en iyi şiir kitabı olmaya hak kazanmıştır vesselam, tam istediğim nitelikte.
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121.3k okunma
347 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
“Öyle sanıyorum ki hepsi geçecek. Her şey geçer. En sonunda geçer.” Justin’in anlatıcısı adadan ayrılıp İskenderiye’ye, bir zamanlar müthiş dostluklar kurduğu, aşık olduğu, yenildiği şehre dönüyor. Ne İskenderiye şehri ne de dostlar bıraktığı gibi. Zaman efendi, İskenderiye şehrinden başrolü çalmış bu kitapta. Anlatıcımızın kendini tanıdık bir kayalığa atılmış bir kaza kurbanı gibi hissetmesinin nedeni, sadece geçmişin kapalı duran sayfaları değil gerçi. Zaman, arsız bir sevgili takmış koluna, savaş. Şehrin üstünde ‘kocaman, renkli bir ölüm şemsiyesi açılmış.” Sanki kimsenin görmediği ama herkesin varlığını bildiği mezarlar var sokaklarda ve mezarların başında bekleyen kederli insan yüzleri.. Nasıl da dayatmış katı gerçeklik kendini, yarı doğrularla, kenarı kişiye özel katlanmış gerçeklerle yaşamayı nasıl da rafa kaldırmış.. Ah bir de dönüp de bulamamak’lar var, çarpıntısı durmuş kalpler, kırılmış kollar; buy-u erguvandan güzel kadınların çalı gibi, yumuşak dost ellerin diken gibi gelmesi..Şey işte, “yok olmuş şeylerin otopsisi.” bu. Tanıdığımız kim varsa bir masanın üstünde, delik deşik. Bunlar yetmemiş gibi Durrell’in hüznü çırpıp köpürten, insanı sarhoş eden; İskenderiye gibi gösterişli, gürültülü, zalim; İskenderiye gibi sessiz, narin, latif kelimeleri.. Hasılı, işte, yolun sonu. Okudum bitti, sarhoşluğu kaldı yadigar. Canım İskenderiye Dörtlüsü, o eski şarkıdaki gibi, ey mest-i nazım.
Clea
CleaLawrence Durrell · Can Yayınları · 2022240 okunma
Reklam
772 syf.
10/10 puan verdi
Küçük bir Nâzım meselesi
Ah ah neresinden başlasam. İlk genel konuşayım en iyisi kitabı anlamak ve anlatmak açısından. Daha sonra şahsi düşüncelerime gelirim. Nâzım Hikmet Ran. En sevdiğim şair. Devrimin ve aşkın adamı. Pek çoğumuz belki de Nâzım'la devrime ve aşka inandık. Devrimi aşksız düşünemez olduk onunla. Nâzım hayatında pek çok kadına aşık olmuş ve hepsine
Piraye'ye Mektuplar
Piraye'ye MektuplarNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20174,994 okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 32 hours
Âh mine'l- Aşk
"Ağlama salkım söğüt ağlama Kara suyun aynasında el bağlama"
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Fuat Sevimay
Fuat Sevimay
hocamızın
Aynalı
Aynalı
romanını okuduk
Derya Çimen
Derya Çimen
ile beraber. Nedendir bilmem kitap bana
Cemal Süreya
Cemal Süreya
'nın #fotoğraf şiirini anımsattı. Onun gibi hem hüzünlü hem güzel. "Zeynep'i de anlamak gerek." Anlayabildim mi Zeynep 'i? Galiba anladım. Beklediğimizden farklı bir sonla okura ters köşe yapmış Fuat hocam. Ona rağmen kızamadık yine de Zeynep'e. Fuzûlî gibi ; "Aşk imiş her ne var âlemde İlm bir kıyl u kâl imiş ancak" diye düşününce kızamıyor işte insan. Ama ben en çok Yetim ve Melek'in tertemiz aşkını sevdim sanırım. Her ne kadar Kalender ve Zeynep'in gölgesinde kalmış olsalar da - sonradan öne çıkıyordu gerçi Yetim - onların sevgileri daha masumane , daha samimi geldi bana. Boza bana hitap eden bir tat değil, sevmem ama Aynalı Bozacı'yı sevdim. Belki Vefa Bozacısı'ndan içmiş olsam severdim. Bilmiyorum. Ama eseri çok beğendim. Çocukluğuma götürdü beni yer yer. Zeynep 'in Aynalı 'ya sitem ettiği yerlerden etkilendim. Kalender ile gezdiği mekânların çoğunu eşimle gezmiştik. Anılarım canlandı o kısımlarda. Çember şeklinde olay örgüsünü tercih etmiş Fuat hocam. Unutulmaya yüz tutmuş ne çok değerimizi tatlı tatlı anlatmış. Kendisinin Orhan Veli 'yi sevdiğini de anlamış oldum. Latife Tekin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nazım Hikmet, Oğuz Atay zaten sevdiği yazarlar. Onlara bir şekilde rastlamak da şaşırtmıyor. Kalemine sağlık Fuat hocamın. Tavsiye ederim. Mutlaka okuyun.
Aynalı
AynalıFuat Sevimay · İthaki Yayınları · 2021199 okunma
336 syf.
8/10 puan verdi
~~~Belki de her şeye kayıtsız kalınmıştı~~~
~~~Yeni çeviri 1001kitap~~~
Hermann Broch
Hermann Broch
un "Suçsuzlar"ı birbiri­ne bağlı bir dizi kısa öyküden oluşan, 1913 ve 1933 yılları arasında geçen ve "Suçsuzlar"ı oluşturan öyküler, sadece sava­şın etkisiyle mahvolmuş karakterleri değil, görünüşe göre kendileri ahlaki kesinlikten arta kalan herşeyi yok etmeye uğraşan karakterleri de tasvir
Suçsuzlar
SuçsuzlarHermann Broch · İthaki Yayınları · 202311 okunma
644 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 19 days
Halil ile Ayşe'nin mektupları, ah, o mektuplar... Memleket ne hâlde, kalbimiz ne hâlde... İçime işledi resmen, çok sevdim. Belki tanışmadık hiçbiriyle ama Yeşilçam'dan tanıdığımız tipleriyle bizim memleketin insanını anlatmış Nazım. Ülkeyi, dünyayı anlatmış. Anlam vermeye çalışan, yolunu bulmaya çalışan, ayakta durmaya çalışan insanları anlatmış. Mutlaka okunmalı. =)
İnsan Manzaraları
İnsan ManzaralarıNazım Hikmet Ran · Cem Yayınevi · 19786.5k okunma
Reklam
223 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.