Ah, ne hain yaratıklar şu kadınlar. Kadının ne olduğunu, kalbini kime adadığını ancak şimdi anladım. Bunu ilk anlayan benim galiba:Kadın şeytana aşıktır. Evet şaka etmiyorum. Fizikçilerin hakkında yazdıklarının hepsi saçma, o sadece şeytanı sever.
Okuduğunuz eser sizi fikren yükseltir, içinizi iyi ve mert duygularla doldurursa, onun hakkında karar vermek için bu duygu yeterlidir.
Alexander Pope
Asıl iktidarın kitapta olduğunu gördükten sonra, hükümdarlar da kaleme sarılıp kitap yazmaya başladılar.
Alfred de Vigny
Kitaplar benim sevgili dostlarım, gerçek yol gösterenlerimdir; çünkü iki
Aşk Resmi Geçidi
Birincisi o incecik, o dal gibi kız,
Şimdi galiba bir tüccar karısı.
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
Ama yine de görmeyi çok isterim,
Kolay mı? İlk göz ağrısı.
İkincisi Münevver Abla, benden büyük
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
Gülmekten katılırdı, okudukça.
Bense bugünmüş gibi utanırım
O mektupları
kitabın bende en çok düşündürdüğü ve öncesinde de sürekli düşündüğüm şey ;
" çocuğu olan dul kadınlar yeniden evlenebilir mi?"
işte size içinden çıkılması zor bir durum...çocuğu olan kadınlar ,eşlerini kaybettikten sonra ne yapmalı? nasıl bir hayat yaşamalı; kalan ömrünü çocuğu için , tek başına mı geçirmeli,
yoksa yeniden aşık olabilir ve evlenebilir mi?
okurken bolca bu soruyu sordum kendime.konusu etkileyici,daha önce böyle bir kitap okumamıştım...
ismiyle içeriği çok bağdaştıramadım ,ana karakterin bu kadar bağımlı olmasını da biraz yadırgadım ve en çok Güven'e üzüldüm ...esas kızın bu kararsızlıkları dengesizlikleri boğdu biraz beni.
Geçmiş-şimdiki zaman anlatım tarzını başlarda anlayamadığım için bir süre noluyoruz dedim :)
karakterler daha fazla açıklanabilirdi; mesela Akgül ve çocukluğuna daha çok yer verilebilirdi.
ve anne,o renkli canlı anne...ah anne...
her şeyi bir kenara bırakırsak bu konu hakkında yazabildiği için bile yazarı tebrik ediyorum...aslında çoğu yerde çoğu evde olan ama dillendirilmeyen bir gerçeğin yazıya dökülmesidir bu kitap.