“Ah, on what little things does happiness depend! I have read all that the wise men have written, and all the secrets of philosophy are mine, yet for want of a red rose is my life made wretched.”
Biraz önce farkında olmadan çıkardığım kazığa baktım. "Yapmam gerekeni. Onu öldürmeliyim."
"Güzel," dedi Adrian. Rahatladığı belliydi. "Sevindim." Bir sebepten, bu laf beni rahatsız etti. "Tanrım," dedim öfkeyle. "Rakibinden kurtulmaya o kadar mi heveslisin?"
Adrian'ın yüzündeki ciddi ifade değişmedi. "Hayır. Ama o yaşarken ya da bir bakıma yaşarken diyelim sen tehlikedesin. Ben de buna katlanamıyorum. Hayatının tehdit altında olduğunu bilmeye dayanamıyorum. Ve Rose, o ölmedikçe güven- de olmayacaksın. Güvende olmanı istiyorum. Buna ihtiyacım var. Başına... Başına bir şey gelmesine izin veremem.'Öfkem belirdiği gibi çabucak kayboldu. "Ah Adrian, çok, çok üzgünüm..."Beni kollarına almasına izin verdim.
Sayfa 288
Lotty'yi sevmek ve arkadaş olmak, herkesi sevmek, herkesle arkadaş olmak için büyük bir arzu istila ediyor gibiydi; saf iyilik arzusu. Rose'un kendi deneyimi, iyiliğe, iyi olma durumuna ancak zorlukla ve acıyla ulaşıldığı yönündeydi. Ona ulaşmak uzun zaman aldı; aslında buna hiç ulaşılamadı, ya da bir an için ulaşıldıysa bile, bu yalnızca bir an içindi. Bu yolda mücadele etmek için umutsuz bir azim gerekiyordu ve tüm yol şüphelerle noktalanmıştı. Lotty uçup gitti. Rose, aceleciliğinden kesinlikle kurtulamadığını düşündü. Sadece başka bir yöne gitmişti. Artık hızla bir aziz haline geliyordu. İnsan gerçekten iyiliğe bu kadar şiddetle ulaşabilir mi? Aynı derecede şiddetli bir tepki olmaz mıydı?
Rose, Lotty'nin parlak gözlerine bakarak, "Yapmamalıyım," dedi ihtiyatlı bir şekilde - yol dik olduğundan Lotty onun oldukça altındaydı - "Bundan bu kadar çabuk emin olmamalıyım."
"Ama bundan eminim ve ona da yazdım ve söyledim."
Rose baktı. "Ama sadece bu sabah..." diye söze başladı.
Zarfa hafifçe vuran ve memnun görünen Lotty, "Hepsi bu işte," diye sözünü kesti.
"Ne... her şeyi mi?"
“Reklamdan ve birikimlerimin harcanmasından mı bahsediyorsun? Ah hayır, henüz değil. Ama geldiğinde ona her şeyi anlatacağım."
"Geldiğinde?" tekrarladı Rose.
"Onu gelip bizimle kalması için davet ettim."
Ah Hasan ah :)
Ben başka şeyler düşünüyorum.
Rose-Marie’nin hüzünlü ve yoksul memelerini. Napoli’de bizi çevirip, pasaport soran kıvırcık saçlı polisi. Vesaire. Vesaire.
Sayfa 28 - PdfKitabı okudu
Ölümün kıyısına gelmek beni susturacak mıydı? Ah okur, tabii ki hayır, taş gibiyimdir ben.
Ah şu kitaplar. Kitaplar kitaplar kitaplar. O kadar çoksunuz ki. Sizleri seviyorum ama beni boğuyorsunuz. Sadece bazen sizden biraz uzaklaşmam gerekiyor, hepsi bu.
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
"Ah Little Rose-how easy
For such as thee to die!"
Sayfa 3Kitabı okudu
And now, what if no one ever reaches her, what if she goes on dreaming in there forever, what sort of a life would that be, so strangely timeless and insubstantial? Yet, is it really any different from the life he himself has until now led, driven by his dream of vocation and heroic endeavor and bewitched by desire? Ah, the beautiful: what a deadly illusion! Yet, still he is drawn to it.
Sayfa 26Kitabı okudu
Ah rose ne kadar da kırılgan oldun
Rosie, «Lütfen susun,» dedi. «Moralimi yükseltecek bir şey istersem, göğsümü
dimdik gösterecek bir sutyen alırım.» Ömrü boyunca bir erkeğe buna biraz olsun benzeyen hiçbir söz söylememişti. Üstelik
«Ah, Tanrım, öyle mi?» Rose ağlasın mı, yoksa gülsün mü bilemedi.
"Ah... Bir de Rose, seninle konuşmak istiyor," dedi Lily bakışıyla Julian'ı işaret ederek.
"Harika," dedi Julian iğneli bir şekilde. Lo, ojun içeride kaybolmasını izledi. "İlk kez bir herifi Rose'la konuşmadan önce taşaklarını koruması için uyarmadım."
"Çünkü hepimiz Rose'un onu ezip geçmesini umut ediyoruz," dedi Ryke sertçe.
Sayfa 275
hayat, insanlara kulak verdikçe daha az yaşanılır oluyor
"Dedikodular gerçek değilse bana nasıl zararı dokunabilir?"
Rose hayrete düşmüş görünüyordu. "Doğru olup olmamaları önemli değil," dedi. "Eğer bir kızın adı çıkarsa, iyi oğlanlar onu istemez.'”
"Günah işlediğini sandıkları için mi?"
"Senin deyişinle, evet, sanırım. Ah, bundan konuşmak çok zor Anna.”
“Duymazsan gelirim ben de.”
Sayfa 162Kitabı okudu
