Bu bataklığın suyu da çamuru da;
-Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.-
-Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile
-Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran,
-Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir.
-Bazılarının gözünde, kadının çörek otu kadar
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Arkadaşlar selam.
Uzun bir süre oldu, sanırım 1.5 yıldır inceleme yapmıyorum. Bunun sebebi zorlu bir dönemden geçtim, kafa olarak iyi değildim; yeni yeni toparlanabildim.
Aklımdan inceleme fikri geçmiyordu, ancak son zamanlarda yazdığım bazı incelemelerden çok güzel dönütler aldım, kenarda köşede yazdığım bazı lakırtıların okurlar tarafından
Merhabalar!
Tam 5 ay önce okumaya başladığım ve 4 defa okumaktan vazgeçip, sonunda bitirdiğim bu kitabı sırf çok okunuyor diye bende kendi düşüncelerimi yazmak istedim.
Yazarın bu kadar çok Klişeyi bir araya nasıl getirdiğini merak ediyorum. :))
Bu aşk mı? Asla değil. Olsa olsa takıntı ya da bağımlılık. Başka türlüsü benim düşünce yapıma ters.
Hani bazı kitaplar vardır okuduğunuz zaman suratınıza tokat yemiş gibi hissedersiniz. İşte ben şu an öyleyim. Kaç gündür suratıma tokat yemiş gibi dolaşıyorum. Yediğim lokmalar boğazıma düğümleniyor. Hüseyin'in, Fatma'nın, Sefer'in yokluktan yiyemediği için, bu dünyadan göçüp gittiği, o lokmalar boğazımdan bir türlü geçmiyor.
Kitap bitene kadar
Didem Madak 23 Temmuz'u 24'üne birleştiren gece hayata gözlerini yumduğunda 3 kitap bırakmış ardında - bir de 3 yaşında Füsun'u. Annesi gibi genç yaşta ölmüş, 40'lı yılların daha başında. Ve 2011'den itibaren her yıl insanlar tanımaya başlamış Didem'i. Açıkçası şu an Türk edebiyatının en çok okunan bayan şairi diyebiliriz kendisi için. Nilgün
⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗
Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum.
Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim...
____________________________________
Biliyor musun
İSLAM KIZINA HARAM TEKLİF HAA!
° Çalışan kadın yuvasını dağıtıyor.
° Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.
° Kızlarına sahip çıksalarmış.
° Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik.
° Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.
° Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.
° Kız mıdır kadın mıdır bilemem.
°
Merhabalardan bir demet. ≈)
Öncelikle şu fes konusunu bitirelim, şöyle ki:
Fes takmak, 2'nci Mahmut döneminde zorunlu hale getirilmişti. O tarihte, dinciler ayaklanmıştı, fes'in gavurun icadı olduğunu söylüyorlardı. Hatta bu yüzden, 2. Mahmut'a gavur padişah diyorlardı. Oysa, fes'in kökeni Batı değildi, Kuzey Afrika'ydı,
"... Siz sadece aşkınıza, sadece fedakârlık yüceliğinize özlem duyup duygularınıza yenilip ve mutlu yaşarken erkeklerin kalbinde ne çirkin, ne hain, ne yabancı duygular olduğunuzu bilseniz...”
William Shakespeare'in külliyatını okumak için çıktığım yolda bir kitabın daha sonuna geldim! Uzun zamandır bir kitabı okurken bu kadar eğlendiğimi ve aynı zamanda bu kadar sinir olduğumu hatırlamıyorum.
Kemal Sunal'ın bazı filmleri vardır, bilirsiniz:
İyi Aile Çocuğu
Gerzek Şaban
İnek Şaban
Kanlı Nigar
Bıçkın...
Bu filmlerin ortak özelliği
Kitap içerisinde iki hikaye var. Neva Bulvarı ve Fayton. İkinci hikayecik çok kısacık trajikomik bir hikaye. Neva Bulvarı da insanı adım adım gezintiye çıkaran çarlık rusyasını anlatan bir hikaye. İkinci hikayede yazarımızın kadınlar hakkındaki düşüncelerini o dönem için insanların nasıl pervasız bir şekilde o bulvar da yürüyenlerin o anki