Bir garip yolcuyum yalan dünyada Ah ile vah ile geçti bu ömrüm Yıllar birbirini kovalasa da Bir oh diyemeden bitti bu ömrüm Bir su gibi akıp giden seneler Boy verdi içimde dertler kederler Çağlar göz yaşı sanki sel eyler Baharı görmeden soldu bu ömrüm Dünya dedikleri meçhul bir yoldu Gönlümde çiçekler açmadan soldu Umutlar hayaller kıyaya vurdu Yorula yorula geçti bu ömrüm
Mahvolmamak insanın elinde olan bir şey değildir
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Adına aşk diyorlardı Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı.
260 syf.
·
Puan vermedi
ι¢ιм∂єкι кєиαи υℓкєѕι 𝔗𝔞𝔰-𝔎𝔞𝔤𝔦𝔱-𝔐𝔞𝔨𝔞𝔰 "Günahın geleceğinden fersah fersah uzaklaşırken, o günaha nefesi kadar yakınlaşıyor insan... İçimden bir ses, "sabır" diyor çölün gülüne. " Buram buram maneviyatla süslenmiş, kelimeler şiir gibi sıra sıra dizilmiş, felsefe, tasavvuf, Allah aşkı ile yoğrulmuş, sakinlik ve huzur veren bir eser öneriyorum size. Kitabı günlere yaydım, başucu kitabı yapıp huzurlu bir uykuya daldım. Bol alıntılar da getirdim ki ne demek istediğimi anlatabileyim diye. Sevgiyle ve kitapla kalın "Sen, der;susarım... Aşk, ab-ı hayat ise;gönlümdeki hararet sensin! Yanmaya razıyım, kanmasam da razıyım... Yangına aşikar olanı, kör değilse görür. Ama yüreğimdeki narı,nuruyla yıkayan o gözlerin;gördüğünü de göremediğini de gören, yalnızca Rabb'imdir..." "kırgın değilim dedim sana... Yalan! Vallahi yalan... Hevesimi yitirdim sanki. Hezeyan içinde geziniyor ruhum, yerini hiç bilmemiş gibi." Dünya da sizin olsun içindekiler de diyecek bir gün, her nefes... "Seni sevmeye engel olacak ne varsa vazgeçtim... Ama ilk önce kendimden..." "Hani olur ya, bir çiçeği incitirsem; bir gün benim de incitilecek olmam ihtimaline cesaretim yok." "Yığın yığın kelimelerin içinden “af” kelimesini elbet tanıyabilecekti. Nedendi Âh? Neydi Âf? Niyeydi Âh’tan affa bu çileli yolculuk?"
İçimdeki Kenan Ülkesi
İçimdeki Kenan ÜlkesiYusef Masadow · Karina Yayınevi · 20249 okunma
YALAN DÜNYA ufacık bir çocuk var şu gönlümün içinde küçük masum akıllı tertemiz bir yüreği avucuna baktı mı hep hızır'ı görüyor daha yedi yaşında anlamış bir biçimde ince parmaklarıyla kaderini örüyor ah küçük masum çocuk aldırma sen dünyaya alçaktır düzenbazdır hilelidir süslüdür gönlünü kaptırırsan bu tuzaklı rüyaya bir yalanın peşinde bir ömür süründürür
Ah Yalan İnsan
Evrende kendi görevini yerine getirdiği hâlde en çok hakâret yiyen nesne dünyadır. Yalan dünya,hain dünya, kahpe dünya diye diye dünyanın günahını aldılar yıllarca. Dünya hep dönüyor ama insan bir kez dönüp de kendine bakmayı akıl edemiyor.
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Derviş Hacı buyururdu ki: "Âhiret seferi uzak seferdir. Yollarında nice korkular vardır. Fakat bu dünyâ fânidir. Bâki olan ancak Allahü teâlâdır. Bunun böyle olduğuna yüz yirmi dört binden ziyâde peygamberin ölümü şâhittir. Herkes onların gittiği yola gidecektir. Allahü teâlânın buyruğu böyledir. Zamânı gelince can emânetini geri vermek zarûridir. Ah edip döğünmek, ağlamak, çırpınmak nâfiledir. İnsan Allah tarafından çağrılınca dil dolaşır, gözlerin önündeki gaflet perdeleri açılır, gidilecek yol görünür. Artık yerlere yüz süre süre gitmekten başka çâre yoktur." "Ölüm bilinmeyen bir şeydir. Gelmeden görünmez, gelince de aman vermez. Ölüm seferine çıkanın bir daha geri dönmesine imkân yoktur. Bu yalan dünyâ nice defâlar dolup boşalmıştır. Ölüm nice anaların yavrusunu almış, nice babaların boynunu bükmüş, nice yavruları anasız, babasız koymuştur. Herkes birbirinin öldüğünü, gül benzinin kara toprakta solduğunu görür. Bununla berâber dünyâya bağlanmaktan vazgeçmez, dünyâ derdini çeker, dünyâ işine dalar. Fakat nihâyet yaptığını bırakıp gider. Böyle olduğu hâlde kimse aklını başına toplayıp yalancı dünyânın hâlini anlayamamakta ve bu yolculuğa hazırlanmamaktadır."
Oğlan kıza bir gül alsa Bilirdim odur en kırmızı zaman. Adına aşk diyorlardı Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı.
Sayfa 40 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Adına aşk diyorlardı Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı.
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Resim