Yorgundu oysa Durmadan, durmadan hatırlamaya koşmaktan. Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı. Okyanusları mavi olmayan.
ELLERİNİZE VE YALANA DAİR Bütün taşlar gibi vakarlı, Hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli, Bütün yük hayvanları gibi battal, ağır Ve aç çocukların dargın yüzlerine benzeyen elleriniz. Arılar gibi hünerli, hafif, Sütlü memeler gibi yüklü, Tabiat gibi cesur Ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen
Reklam
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 1. BÖLÜM 1. Severim bir işe başlamadan önce altın sözler saçanı ver her zaman vaat ettiğinden daha fazlasını yerine getireni: çünkü kendi batışını ister o. (s. 9) 2. Severim yaralandığında bile ruhu derin kalanı ve küçük bir hadiseden yok olup gideni: böylece köprüden seve seve geçer o. (s. 10) 3. Bu
Ah, keşke ölümün eşiğinde olanların hepsi, bu benim gördüklerimi görselerdi! Bazan bunu da düşündüm. Istırap, korku, dehşet ve yaşama arzusu, hepsi bitmişti bende. Bana telkin ettikleri dinî inançlardan kurtulmuş, huzura ermiştim. Tek tesellim, ölümden sonra hiçlik ümidiydi; orada tekrar yaşamak düşüncesi içime korku salıyor, beni hasta ediyordu. Ben ki henüz yaşadığım dünyaya bile alışamamışım, bir başka dünya neyime yarardı benim? Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Yeryüzünün, gökyüzünün güçlülerine avuç açanlar, yaltaklanmasını bilenler için. Kasap dükkânı önünde bir sinir parçası için kuyruk sallayan aç köpek gibiydi onlar. Evet, ikinci bir hayat düşüncesi korkutuyor, hasta ediyordu beni. Hayır, bütün bu öğürtü veren dünyaları, bütün bu iğrenç yüzleri görmeye ihtiyacım yoktu benim. Tanrı bir sonradangörme miydi ki dünyalarını ille de göstermek istesin bana? Ama ben, ne yalan söyleyeyim, yeni bir dünya gerekiyorsa, duygularım düşüncelerim uyuşsun körelsin isterdim. O zaman rahat nefes alır, hasta olmaz, ömrümü bir Lingam tapınağında sütunların gölgesinde bir başıma geçirir; gözlerimi güneşten korumaya, insan seslerinin hayat gürültülerinin, kulaklarımı tırmalamasını önlemeye bakardım.
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Kağıt mendil
Bu zalim 'kullan at' zihniyeti de kağıt mendille girdi bu memleketin güzelim bağrına içim yanıyor be! Arkadaşından mi baktın sevgilin mi eskidi karinin/kocanin son kullanma tarihi mi doldu niye ugrayacak sin ki at gitsin paran varsa nasılsa hemen köşede öz anasinin yola bıraktığı bebelerinelinde yenisi bekliyor hemde renkli ambalaj içinde daha ucuza daha ince ve cok katlı olarak kagitmendil misali aşklar dostluklar ilişkiler evlilikler ah ulan ah yalan dünya!
Sayfa 27 - Ayhan
Reklam
802 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.