http://www.anitsayac.com
Ölülerimizi “sık kullanılanlara” ekliyoruz. Ölülerimize ölülerimiz ekliyoruz. Şans eseri yazmıyorsa adımız bir sayaçta Birhan, ben bunu hep “antisayaç” olarak okudum Yani sayılamayan, sayılmasın hiç aman Sahi biz kaç darbeden sonra ölülerimiz oluyoruz. Erkek ve kadın, iki farklı hayvan. Ve kuraldır öldürür hayvanlar âleminde güçlü
Sayfa 36 - Metis Yayınları
Büyük oğlan sağıyordu beni. Pek kabaydı,ekleyeyim. Şimdi, derdim dedikodu değil; hesap görmeye falan niyetim yok ama bazen ne neyse söylemem gerekiyor. Arkadaş gayet kaba çekiştiriyordu işte. Artı benle uğraşırken başparmağı telefonundaydı. 'Mesajlaşma' dendiğini sonradan öğrendim; insanlar birbirlerine günlerine dair saçma sapan şeyler söylüyor bu yolla. Bak, ne kadar da zekice "caps" ile öğle yemeğimin fotoğrafı. Bak, ne şapşalak bakıyorum; aha,bak, burada da böyle yaptım suratımı. Özçekim diyorlar ki mantıklı çünkü bu resimleri birbirlerine gönderiyorlar ama bana pek bencil kokuyor açıkçası. 'I phone' da aynı sebepten değil mi zaten? Hep ben,ben,ben çünkü. Kendi konuşmanı duymak için konuşmak gibi bir şey. Neden normal hayvanlar gibi şahsen iletişim kurmazlar ki ? İnsanlarda anlamadığım şey çok.
Reklam
Bu samimiyete hayran kaldım
"Bak Alim, aha bu dünyada da, öteki dünyada da iki elim yakanda olacak, bir daha Memedin başına kötü bir iş açma, açılırsa da önüne geç. Allanın aslanı sen değil misin, kendi ölünü sen kendin sırtlamış götüren değil misin, İnce Memed de senin bir yoldaşın değil mi? Şimdi beni iyi dinle, gülen kara gözlerine kurban olduğum, İnce Memed sana teslim. Ben onu iki gözümden sakınırım, işte ben bu yiğidimi sana teslim ediyorum. Anla ki, senin ne kadar kıymetin var benim yanımda."
Sayfa 261Kitabı okudu
Zurnanın ortaya çıkışı ve Eşek kulaklı Midas efsanesinin İskender versiyonu
Ey efendi, bu alemde sır saklayan da vardır, sır saklamayan da. Bu sır saklayanla, saklamayan arasındaki fark nedir? Evet, nedir? Evet, Zülkarneyn, yani senin bildiğin İskender, bunun için set çekti, dünyayı dolandı üç defa. Çünkü bu herifin boynuzu vardı. Kendisini tıraş eden garibim berberleri cellada teslim ederdi ki, kimse onun boynuzlu olduğunu bilmesin. Bir genç berber bunu tıraş etti. Yemin verdirdi ki kimseye deme diye. İkrar ver, seni azat edeyim. İkrar verdi berber: "Kimseye demeyeceğim" Zülkarneyn de bunu öldürmedi. Nihayet bu genç berber hiç kimseye demedi amma içine de dert oldu ağzına yanayım. Ben bu içimdekini nasıl da dışarı vururum diye derdine düştü. Ula kardaşım, herifçioğlunun gözüne uyku girmedi senin anlayacağın. Birisine desem, dilden dile duyulup beni ölüme götürür. Ulan, ne yapsam, ne etsem derken, peki ne yaptı? Bir kuyuya eğildi, bağırdı üç defa: "Zülkarneyn'in boynuzu var, boynuzu var, boynuzu var." Kuyudaki suyun içinde bir kamış bitti o saat. Hain şeytan da, işinin adı ne, anında geldi, o kamışı kesti mi sana! Aha babanın ağzına yanayım. İşte çalgı oradan gelir, yani zurna. Bir zurna yaptı. Zurna da bütün aleme duyurdu Zülkarneyn'i. Onun boynuzu var. Evet, müzevirin piri şeytandır. İşte sır saklamak herkesin kârı değildir ki, bir kulun kusurunu saklaya.
Sayfa 60 - Doğan Kitap 1.Baskı 2009 "Bozulmayan Yazı" adlı öyküden
Aha dedim geldi işte, zebani...hadi yürü diyecek bana.Ölmüşüm ben.Ya da belki, zebani değil de...orak var mı elinde?Aahh, ah hep batı sembolizmi.
Sayfa 37 - Dedalus KitapKitabı okudu
Filozoflar inançlılarla ateistlerin tartışmasının hiçbir yere varmayacağında çok önceleri fikir birliğine varmışlardır. Çünkü her iki taraf da her şeyi farklı yorumlamaktadır. Bir tartışmada, taraflardan birinin, "Aha! Eğer X doğrudur diyorsan Y'nin de doğruluğunu kabul etmelisin," diyebilmesi için ortak zemin gereklidir. Ancak
Sayfa 65 - Epub
256 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.