Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçek hayatta bana dokunması milyon kat daha iyiydi. Jake öpüşmeyi kesti. “Sana dokunmak istiyorum.” Nazikçe gömleğimin düğmelerinden birini açtı ve tereddüt edince benden izin ister gibi oldu. Evet der gibi başımı salladım ve bakışlarımı suratındaki o yoğun ifadeye diktim . Tüm o dikkati benim için sarf ediyor, tüm o ihtiyacı benim için
Sayfa 108
Sana ah ediyorum, şuan duymasan da kalbin çoktan aldı ahımı. Yanına kalmayacak biliyorum çünkü ben o aha bütün hayatımı sığdırdım.
Reklam
aha benden bi tane daha .. Vera ..
Ben, hiç makyaj yapmam. Sabun ve temiz sudan başka boya filan da kullanmam.
Sayfa 61 - Vason YayınlarıKitabı okudu
Ona, Aziz ve Celil olan Allah'ın da onu sevdiğini bildiriniz.
Müslim'in Hz. Âişe (r.aha)'dan rivâyetine göre Rasûlullah (s.a.v.) bir adamı bir askerî birliğin başında kumandan olarak gönderdi. O namaz kıldırdığında İhlas sûresi ile okumayı sona erdiriyordu. Geri döndüklerinde durumu Rasûlullah (s.a.v.)'e bildirince Hz. Peygamber (s.a.v.): ''Ona niçin böyle yaptığını sorunuz.'' buyurdu. Sorduklarında o, şu cevabı verdi: ''Çünkü o Rahman olan Allah'ın sıfatıdır. Ben o sûreyi okumayı seviyorum.'' Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle buyurdu: ''Ona, Aziz ve Celil olan Allah'ın da onu sevdiğini bildiriniz.''²⁸
Sayfa 440 - ²⁸ Buharî, Tevhid, 1; Müslim, Salat-u Musafirin, 45; Kurtûbî, XIX, 460-462.Kitabı okudu
Tarih 25 Mayıs 1919. M. Kemal Paşa Samsun'dan Havza'ya gitmektedir. Yolda küçücük tarlasında sakin sakin çift süren bir köylüye rastlar. Bu duruma çok şaşırıp köylüyle sohbete başlar: - Hemşeri, İngilizler Samsun'da. Samsun'a daha çok miktarda asker çıkaracaklar. Belki buraların hepsini işgal edecekler. Sen ise rahat rahat toprağını sürüyorsun, der demez, köylü: - Paşa paşa, sen ne diyorsun? Biz üç kardeştik. İki de oğul vardı. Yemen'de. Kafkas'ta, Çanakkale'de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yanın adamım. Evde sekiz öksüz yetimle, üç dul kalmış kadın var. Hepsi de benim sapanın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da, yurdum da, aha şu tarlanın ucu! Düşman oraya gelinceye kadar benden hayır bekleme.
Reklam
Okuduğum her şiiri, dinlediğim her şeyi sahi sandığım, ağrısını aha şuramda duyduğum zamanlar ki bu zamanlar benim bütün ömrümdü, dünyayı kalın ve ağır, çok ağır hareketli, sisli bir perdenin arkasından gördüğüm ve onun hiçbir hareketine karışmadığım zamanlar, ben ve duygularım varken sadece ve benden ve duygularımdan habersiz ağır ağır kımıldayan dünyanın içinde sallandıkça ve bu sallanışta ben sonsuzluğu ve onun sonsuz kederini hep çepçevre dışımda duydukça, bazen kollarımın altındaki havanın ağırlığı, bazen gözlerimin önündeki süresiz boşluklar başıma bir uğultu verse ve ben bu uğultuyu gizleyerek hiç ses yokmuş, çıt çıkmıyormuş gibi davransam da, seslerin, kıpırdanışların, inceden gülmelerin, bağırmaların içinde her şeye lakayt dursam da, yaşadığımı ve bu iniltili şeyin benim yaşantım olduğunu duyduğum, sezdiğim, küçüldüğüm, azarlandığım her şeyin aslında gerçek olduğunu biliyordum; biliyordum da buna dayanamıyordum.
İletişim Yayınları
aha bu ben:D
Ne aşk hayatı, ne de sosyal yaşamı kalabalıktı. Aradıklarını kimsede bulamamıştı. Buldukları da aradıkları değildi. Sade bir hayatın yalnızıydı o... Ama mutluydu.
"- Hemşeri! Düşman Samsun'a asker çıkaracak. Belki buraların hepsini ele geçirecek. Sen ise rahat, toprağı sürüyorsun?... - Paşa, Paşa! Sen ne diyorsun? Biz üç kardaştık. İki de oğul vardı. Yemen'de, Kafkas'ta, Çanakkale'de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde 8 öksüz ile yetim, üç dul kalmış kadın var. Hepsi benim sapanımın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da, yurdum da, aha şu tarlanın ucu. Düşman ora gelinceye dek benden hayır bekleme..."
Sayfa 27 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Geri126
269 öğeden 261 ile 269 arasındakiler gösteriliyor.