la flèche: Cimrilere beddua etmek de mi yok?
harpagon: Var, var; ama benim karşımda dırlanma yok, anladın mı? Yüzsüz herif! Kes sesini!
la flèche: Kimsenin adını almadım ki ağzıma.
harpagon: Kapat ağzını! Ben kapatırım yoksa!
la flèche: Kimin saklısı varsa o gocunsun!
"Elinden geldiğince eksikliklerini giderdi, ama miğferin yalnızca tepesinin kaldığını görünce üzüldü. Fakat becerisi sayesinde buna çare bulabildi; eksik yanlarını kartonla kendisi tamamladı. Sonra bunun kılıç darbelerine dayanacak kadar sağlam olup olmadığını anlamak için denedi. Daha ilk vuruşta bir haftalık emeği yok olmuştu. Miğfer parça parça olmuştu."
Savuray Bey, "babanız sizi döver miydi?"
Kahve fincanını tutan elim dudaklarıma iki
santim mesafede dondu kaldı. Herife kafayı
koyup oracıkta ideal benliğimi gerçeklemek için
içimde beliren ani isteği bir yutkunmayla
bastırdım. "Hayır," dedim. "Biz çok modern bir
aileydik. Babam da çok modern bir insandı. O
yüzden beni dövmez, rencide ederdi."