Deneme Denemesi: Türkçe'ye Yoldaş Olmak
Kelimelerin yola çıktığını, yolda olduğunu bilmeyen kelimelerle yolculuk edemez. Bilmek yeter mi? Yetmez elbette. Kelime teklerinin hakkını vermek, hakkını savunmak gerekiyor Musavari bir yolculuğa çıkabilmek için. Kelimeler sorar: Benimle yolculuk edebilecek misin? Kelimeler manasını yolculuklarından alır bazen. Niçin her zaman değil de bazen?
MİNİM SERÇE
Ben büyümüşüm "Minik Serçe" Sen nasıl böyle kalabildin?... "Küçüğüm" şarkısıyla kendimi avutamayacak kadar büyümüşüm. "Ağlamak güzeldir" dedin de Söyle Minik Serçe yaş mı kaldı sanki gözümde?... Bazen dalınca gözlerim uzağa Aktı yaşlarım tutamadım Sezen abla ne yaparsam yapayım Güçlü kalamadım Açıkçası "Ben O
Reklam
TRABZON DEFTERDARI TAHSİN BEG ! Veya SİNOPLU TAHSİN PAŞA ŞE'NİNDE
1. Aferin devrine ey âfet -i devrân Tahsin Zulmüne gerdîşine her dem u her an Tahsin 2. Bir karışdır bacağın bir buçuk endâze boyun Fitne sandukası şer mahzeni şeytan Tahsin 3. Sâni'in sun'ina yokdur diyecek âmennâ Yaradır sûret -i insanda hayvan Tahsin 4. Var mıdır şehr-i Stanbul'da sen teg mensûh Fitnede tam veli cisimde
Her Osmanlı Padişahı gibi Kanunî Sultan Süleyman da kul hakkına çok riayet eder, ahirette kendinden hesap sorulmasından çok korkardı. Çeşitli hizmet birimlerinden meydana gelen Süleymaniye külliyesi tamamlanınca, mimarından işçisine kadar orada çalışanlardan helallik almak istedi vr çalışanların hepsinin toplanmasını istedi. Verilen gün ve saatte herkes geldi. İnsanların hakkı geçmemesi için onları beklemekten de hoşlanmayan Sultan Süleyman Han saatinde gelerek kendisi için hazırlanan yere geçti. Sultanlar Sultanı, en tatlı sesiyle, once Allahu Teâlâ'ya hamdetti. Sonrada Peygamberler Sultanına salavat getirdi. O'nun güzel ve güzide ashabını hayırla andı. Sonra da ecdadına ve hitin din kardeşlerine, Fatihalar gönderip duada bulundu ve: "Ey din kardeşlerim! Can kardeşlerim! Görüyoruz ki, bu cami-i şerif tamamlanmıştır. Ona emeği geçenlerin cümlesinden Cenab-ı Hak razı olsun! Ancak hemen şunu söylemek istiyorum ki, çalışıp da hakkını alamamış kim varsa gelip bizden istesin" dedi. Çıt çıkmıyordu. Padişah sözüne devam edip: "Olabilir ki, hakkını alamayan kimse burada değildir. Burada olanlara ahdim olsun ki, gelemeyenlere söyleyeler. Onlar da gelip hakkını bizden alalar." dedi. Hiç kimse çıkıp benim şu hakkım var demedi. Anlaşılıyordu ki inşaat sırasında büyük bir titizlik gösterilmiş hiç kimsenin hakkı kalmamıştı. Vesikaların tedkikinden anlaşıldığına göre; inşaatın en yoğun zamanlarında bile, çalıştırılan at, merkep ve katırların çayıra salınma saatlerine bile bilhassa dikkat edilmiş, hiçbir mahlukatın hakkına tecavüz edilmemesine gayret gösterilmiştir.
BEŞ VAKİT NAMAZIN EHEMMİYETİ:
Ka’b bin Ucre’den (r.a.) şöyle rivâyet olundu: “Biz, birkaç arkadaş (mescidde otururken), Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) teşrif buyurdular. Bize “Neyi bekliyorsunuz?” diye suâl ettiler. Biz de “Namazı” dedik. Bunun üzerine başlarını semâya doğru kaldırdılar, sonra yere doğru baktılar ve “Rabbiniz ne buyuruyor, biliyor musunuz?” diye sordular. Biz “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” dedik. Buyurdular ki: “Muhakkak Rabbiniz Azze ve Celle buyuruyor ki: ‘Kim (beş vakit) namazı vaktinde edâ eder, namazını devamlı kılar, onun hakkını hafife almaz, (rukün ve şartlarına) riâyet etmemek suretiyle de onu zâyi etmezse o kimseyi cennete koymak benim ahdim olsun. Kim de namazını vaktinde edâ etmez, devamlı kılmaz, (rukün ve şartlarına) hakkıyla riâyet etmeyerek onu zâyi ederse onun üzerine hiçbir ahdim yoktur. İstersem ona azâb ederim, istersem de onu affederim.” / FAZİLET TAKVİMİ 08 Ağustos 2020, Cumartesi
Rubâiyat-ı Hayyâm köşesi, terc: Hüseyin Rif'at.
عشقكك اوغرينه بيك دورلو ملامت چكسه‌م عهدم اولسون كه شكايتده بولونمام، دلدار؛ شو قادار وار كه وفا ايله‌سون عمرم يالكز چكه‌يم جوركى اي سوكيلى تا حشره قادار! (Aşkının uğruna bin türlü melamet çeksem Ahdim olsun ki şikayette bulunmam, dildar; Şu kadar var ki vefa eylesin ömrüm yalnız Çekeyim cevrini ey sevgili ta haşre kadar!)
Reklam
44 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.