‘’ Ve o gün... o gün ben marketteyken... hazır çorbalara hayranlıkla bakarken... Hayriye hanım aradı. Ağlıyordu. “Baban,” dedi, “baban ölüyor.” (sayfa 40-41)
Hangimiz isteriz ki çalan telefonumuzda bu şekilde bir konuşma yapmayı? Babamızın ölecek durumda olduğunun haberini babanız ile hiçbir kan bağı olmayan birisinin vermesini ? Kız
Akşam vakti için içine sığmaz ve kendini sokağa atarsın. Başın önde düşüne düşüne tam parktan geçerken, bankta oturan semtin abisi durdurur seni. "Gel bakim buraya gel, neyin var senin" der. Susarsın.. Gülerek "aşık mı oldun sen yoksa" der. Başını öne eğersin, başını okşar ve o anlatır. Aşkı, sevgiyi, ihaneti, ayrılığı bir de ondan dinlersin. İşte Müzeyyen bu abinin sevgilisiydi. Belki birçoklarına "ahh Müzeyyen" dedirtse bile o da abimizin manitasıydı sonuçta bize laf düşmez. Keyifli okumalar.
Gönlümde sen ,
Bağrımda sen .
Ahh !
bir bilsen ...
Nasıl kanıyor
parmak uçlarım .
Nasıl kanıyor ,
nasıl akıyor
Kızıldeniz gibi .
Müzeyyen diyorum ,
Müzeyyen !
Kan damlıyor ,
kan ...
Oralı bile değil ki Müzeyyen
Ahh , Müzeyyen !
Öl Müzeyyen !
@mfk0101