HER ŞEYİN BİR VAKTİ VARDIR."
KABAĞIN DA BİR SAHİBİ VAR… Vaktiyle bir derviş berbere gidip: Vur usturayı berber efendi, der. Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve diğer tarafa usturayı vuracakken, mahallenin kabadayısı içeri girer. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak: Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye bağırır. 'Dövene elsiz, sövene dilsiz’ olan, halktan gelen her şeyin Hak’tan geldiğine inanan derviş, sabreder. Fakat kabadayının tıraş esnasında da dili durmaz, 'Kabak aşağı, kabak yukarı…' hakaretamiz ifadelerle sürekli alay eder dervişi aşağılar. Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkândan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, kontrolden çıkan bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıyı altına alıp sürükler. Kabadayı oracıkta feci şekilde ezilerek can verir. Berber dervişe bakar, sorar: Biraz ağır olmadı mı derviş efendi? Derviş düşünceli bir şekilde cevap verir: Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın da bir sahibi var. O gücenmiş olmalı! Ne demiş Yunus Emre; "Olsun be aldırma Yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. HER ŞEYİN BİR VAKTİ VARDIR."
Yer'in altında Zulüm
Yeraltı edebiyatı yapıyorum fütursuzca Önüm arkam sağım solum savaş Ölen çocuklar ortada kalan hayaller Aç susuz kalmış çocuklar, yine gülümser hiç yılmadan Ey bu dünyanın zalimleri sözüm var size Elbet sizinde sayılı günleriniz var devam edin böyle O çocukların ahı sizi tutacak Attığın bombalar olmayan kalbinizde patlayacak Sevinin garipler, çilekeş analar, yavrucaklar Gün gün yaklaşıyor zafer Kollarını açmış bekliyor sizi Peygamber...
Reklam
'Dijital Münafıklık Değil, Dijital Müttakilik'
"Riyakârlık Değil, Diriliş Vakti" Bu çağdan nefret etmiyoruz.
Çağırın Züleyha’yı, Aşk sözcüğünü benden öğrensin. Lili diye bir kelime var, Anlamını ilk görensin. Eğil de bir kulak ver; Tandır başı dedim Yarenlik dedim İşte ben buna Aşk dedim... Kırmızıyı giydim, Bildiğimi bir gece vakti katlettim. Siy/ ah’ı yaktım da, Yüreğimi sende kaybettim...
Yusef Masadow
Yusef Masadow
Bugün Konya'nın 40 km. kadar batısında Başara adlı bir köy var. Bu köyde menşei tarihin derinliklerine uzanan ve belli bir desen ve motif üzerinde dokunan halılar günümüze kadar devam etmiştir. Bu halılar dokundukları köye izafeten "Başara Halısı" diye bilinirler. Bu köy adını Ahi Başara'dan almıştır. Ahi Başara ise, Ahi Türk'ün kardeşi yani Mevlana'nın dostu Hüsamu'd-din Çelebi'nin amcasıdır.
Sayfa 88·Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.