Ah, bu boşluk! Göğsümün içinde hissettiğim bu korkunç boşluk! 'Onu bir kez, yalnızca bir kez kalbime bastırabilsem bütün bu boşluk dolardı.' diye düşünüyorum çoğu zaman.
Bu ne derttir ana derman bulunmaz
Ya bu ne yaredir zahmı belirmez
Yitürdüm Yusuf'um Ken'an elinde
Yusuf'um bulundu, Ken'an bulunmaz
Beyim ârif isen, var sen yolunca
Bunda başlar yiter, kanlar sorulmaz
Mânisiz kişiden hiç nesne gelmez
Kovası yok kuyudan su çekilmez
Kuyu cismindürür mâni kovası
Çekerler kovayı suyu belirmez
Erenler kapısı, mürüvvet kapısı
Sıtk ile gelenler, mahrum günülmez
Yunus bu mânide gark oldu gitti
Geri gelmekliğe aklı belirmez
Alkatraz Kuşçusu diye bir film vardır biliyorsunuz. Filmde, kuşlardan birisi bırakılır ama kuş gitmez, kafese geri gelir. İnsanlar daha korkuncunu yaparlar; insanların çoğu, önemli bir kısmı hapsedildikleri yerin duvarlarına âşık olurlar. Onlar için hapishane gibi gelmez. Ama hapishanedir orası. Onlara burası hapishanedir dersen, “İyi ama ben bu duvarları çok seviyorum” derler. Onun için bazı şeyleri izah etmek ve birilerine ulaşmak çok zordur. Eğer adam hapsedildiği hücrenin duvarlarına âşıksa ne yapılacak?