"Oğlum bu ne? Nereden ezberledin bunu?"
"Ahlakın tarifi, öğretmen yazdırdı."
"Bir şey anladın mı?"
"Yoo! Anlamak şart değil ki! Kimse anlamıyor, ezberle yeter!.."
Filozoflar ahlâkı, akıl tarafından ortaya koyulmuş iyilik ve fenalık teorisi diye tarif ediyorlar. Sosyologlar ise, ahlâkın iyi ve fena hükümlerinin mutlak ve ebedî olmayıp toplumlara göre değiştiğini söylerler. Sosyolojinin ahlâk tarifi şöyledir "Muayyen bir devirde muayyen bir insan topluluğu tarafından benimsenmiş olan hareket kaidelerinin bütününe ahlâk denir." Her toplum, içinde yaşadığı şartların hazırladığı kendine özel bir ahlâk anlayışına sahiptir. Kendi varlığının zorunlu olarak ortaya koyduğu ahlâkın dışında başka ahlâk kaideleri ona zorla kabul ettirilemez. Bu hususta zorlamalar toplum yapısında sakatlıklar doğurur.
“Ahlakın Tarifi
Oğlu ortaokula gidiyordu. Akşam eve gelince derslerine yardım ederdi. Yemekten sonra sordu:
"Oğlum, derslerin nasıl, çalıştın mı, yarın ne var?"
"Ahlak çalıştım, baba."
"Anlat bakayım."
Çocuk geçti karşısına, papağan gibi bir solukta okudu:
"Ahlak, hulk'un cem'idir. Hulk tabiyyat ve seciyye demektir. Buna huy denir. Seciyye ve huy denilen şey, insanda yerleşmiş melektir. O melek sebebiyle nefisten ef'al kolayca çıkar."
Şaşırdı: "Oğlum bu ne? Nereden ezberledin bunu?"
"Ahlakın tarifi, öğretmen yazdırdı."
"Bir şey anladın mı?"
"Yoo! Anlamak şart değil ki! Kimse anlamıyor, ezberle yeter!..."