Diyeceksiniz ki: "Nurettin Hoca öyle bulmuş, Üstad böyle bulmuş. Fethi Abi, Ahmed Tahir Efendi'yi bulmuş. Cahit Abi, Nakşî dervişi olmuş.
Erdem Bayazıt, Abdurrahim Efendi'yi bulmuş. Akif Abi, Siirt Baykan'da bir zatın bendesi olmuş. Tanıdığımız bütün güzeller bir güzelin önünde diz çökmüşler ve güzel olmuşlar. Kabul de, biz o güzelleri nereden bulacağız?"