Hiçbir zaman söyleve düşmez. Bir duygu sağnağı, imgeler halinde, sıra sıra mısralar kurar. Ana düşünce, dipte, her zaman belirli, ama sakin durur; çoğalır, büyür belki, ama kalın bir damar halinde hep dipte durur.
Pir Sultan Abdal'ı, Urfalı Nazif'i, Köroğlu'na, Bedrettin'e götürüyor. Büyük bir sevgiye, bir umuda çağırıyor Anadolu insanını; gözlerinden öperek, çıldırasıya severek. Evet, halk türkülerinden yararlanıyor Ahmed Arif. Yalnız, halk kaynağının, edebiyat için, şiir için, türkülerden öte daha bir sürü olanak taşıdığını, hatta öbür halk kaynakları içinde türkülerin o kadar da büyük bir ağırlık taşımadığını iyi biliyor. Bu yanıyla halk kaynağına eğildiklerini sanan başka şairlerden ayrılıyor. Onlar gibi sadece türkülere yaslanmıyor. Özellikle destan türü için vazgeçilmez olan tavrı ta temelden takınıyor. Çalışmalarını ona göre yapıyor.
1.
Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda Van'da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade Acem mülküdür
"devletin varlığına saygısı sonsuz"
ama
"pasaporta ısınmamış içimiz...gayrı eşkiyaya çıkar adımız, kaçakçıya, soyguncuya, hayına"
"sapına kadar namuslu"
ama
"beni böyle divane, şair etmez / kızımın (nokta nokta)..."
Ahmed Arif(1927-1991), Türk edebiyatında en çok tanınan şairlerden biridir. Özellikle 1948-1960 yılları arasında yazdığı toplumcu-gerçekçi akımına uygun şiirleri ile tanındı. Otuzüç Kurşun adlı şiiri yüzünden tutuklanıp mahkum edildi. Sosyali-devrimci gençler arasında şiirleri hızla yayıldı. Hayatta iken, 1968 yılında yayınladığı Hasretinden Prangalar Eskittim adlı ilk ve tek şiiri kitabı ile ünlendi. Sonraki yıllarında genelde köşe yazarlığı ve gazetecilik ile ilgilendi. Platonik aşkı Leyla Erbil'e yazdığı ve daha sonra Leylim Leylim adıyla yayımlanan mektupları da meşhurdur.
Hasretinden Prangalar Eskittim, Anadolu'yu, işçiyi, emekçiyi, aşkı, sevgiyi konu alan bir şiir kitabıdır. Bu yüzden de bu kesim arasında ünlenmiştir. Eseri okuduğumda birçok şiirin güncelliğini yitirdiğini görsem de, bazı şiirlerinde öyle vurucu cümleler bulunuyor ki... Okuyun okutturun. Keyifli okumalar dilerim...
Bir de kadınlara yazılan mektuplar var; ne mektuplar! Ama hiçbirisi Erzurumlu İbrahim Hakkı:nın dört hanımına aynı kağıtta yazdığı mektubun şöhretine ulaşamamış.
Yâ sen nasılsın canım? Anlat biraz. Özledim seni. Nasıl, son gönderdiğim iki parça? Sevebildin mi? Seve-medinse yaz e mi. Gözlerinden bûs eyler Arif kulun.
Ne yaşarsan yaşa, ardına döndüğünde pişmanlıklar hissetmek yerine tecrübeler edin. Her zaman büyük mutluluklarla mükafatlandırmaz hayat seni, küçük mutlulukların kıymetini bil ki hayat daha çekilebilir olsun. En önemlisi de başkalarının hayatında bir zerre olmak için kendinden ödün verme.
Ahmed Arif'in, Leyla Erbil'e yazdığı cümleyi düstur edin kendine: Kendine iyi bak, bir daha hiçbir ana doğurmaz seni!
O zaman iyi ki doğmuşum 🌸
1930'lu yıllardan '90'lı yıllara kadar Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan bu bina, bütün siyasi tevkifatlarda başlıca işkencehane olmuş. Kimler geçmemiş ki hücrelerinden? Nazım Hikmet'ten Ruhi Su'ya, Şefik Hüsnü'den Mihri Belli'ye, Vedat Türkali'den Aziz Nesin'e, Ahmed Arif'ten Atilla İlhan'a kadar binlerce sosyalist Sansaryan hanı'nın işkencehanelerinde zulüm görmüşler, eziyet çekmişler. Dili olsa da söylese oradaki duvarlar ...
Bu dağ mengene dağıdır
Tanyeli atanda van'da
Bu dağ nemrut yavrusudur
Tanyeli atanda nemruda karşı
Bİr yanın çığ tutar,Kafkas ufkudur
Bir yanın çığ tutar, Acem mülküdür.
Doruklarda buzulların salkımı
Firari güvercinler su başlarında
Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni.
✓✓✓
Türk şair ve gazeteci olan Ahmed Arif, Türk edebiyatının en sevilen şairlerindendir.
Yazım dili samimi, şiir türü serbest ölçüdür.
İsmindeki Arif, babasının ön adıdır.
5 yıl boyunca platonik aşkı ve yine kendisi gibi edebiyatsever yazar Leyla Erbil'e mektuplar yazmıştır. Kendisi ne kadar platonikse, Erbil'de bir o kadar hoşgörülüydü kendisine. Aşık değildi ama kendisine yazılan o mektupları 24 yıl boyunca saklamıştı. Kitap haline getirilmesi 2013 yılında olmuş ve 'Leylim Leylim' adıyla okurseverlerle buluştu.
Leylâ Erbil'in gözleri mavi idi. Ahmet Arif'in dizelerinde şöyle dile gelmiştir:
Gitmek
Gözlerinde gitmek sürgüne
Yatmak
Gözlerinde yatmak zindanı
Gözlerin hani.
Aşkı platonikken bile anlatım dilindeki zenginlik , şaire has bir yetenektir. Ve bu cânım dizelere muhatap olan sevgili, şairin yüreğinden geçen kelime hazinesinin anahtarı hükmündedir.
Yineliyorum ; şiirle kalın :))
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
Bu kitap oldukça güzel yazılmış mektupları içeriyor.Ahmed Arif sevdiği Leyla Erbil e duygularını hislerini çaresizliğini sevdasını yazmış.Hayatta böyle sevdalarla karşılaşmak herkese nasip olmaz ama bu sevdaya ulaşamamak çok çok dayanılmaz birşey.Okurken bunu hissetmek insanın yüreğini sızlatıyor.Hani derler ya kavuşursan meşk kavusamazsan aşk olur diye aynen öyle olmuş.Bizde böyle sevsek ne olur acaba diye düşünmeden edemiyor insan. İyi okumalar
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
"Seviyorum seni,
Çıldırasıya..."
Ahmed Arif'e ait bu şiir kitabı yer yer aşka sevdaya, memleket ve halk sevgisine, isyancı ruha hitap eden birçok şiirle dolu. Kitapta yer yer Ahmed Arif'in şiirinden bulunduğu dönemdeki şiir anlayışından ayrılışından farklı kişiler tarafından analiz edilip yazılmış düz yazı da bulunmakta. Güzel bir kitap.