Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e yazmış olduğu mektupların kitap haline getirildiğini gördük, okuduk. Acaba ister miydi Ahmed Arif en safi duygularının bu şekilde kitlelere sunulmasını ?
Bu ne temiz bir aşktır! Bu nasıl temiz, saf bir yaklaşımdır? Ahmed Arif'e duyulan hayranlığı katbekat arttıracak bir mektuplar silsilesi. Lâkin bir eksiklik var. Koca bir eksiklik. Bana katılır mısınız bilmem. Bu tarz mektuplardan oluşan çok kitap okudum. Genelde onlarda da böyle. Karşı tarafın mektupları yok. Leyla Erbil'den mektuplar yok. Bu da işte bir şeyleri hep eksik kılıyor. Bu duyguları arşa ulaşmış adamın karşılıksız aşkına tanıklık etmek okudukça bizi de karamsarlığa sürüklemiyor değil. Ahmer Arif'in mektuplarından karşısındaki kadının ne denli sakin olduğunu ve metanetini koruduğunu görebiliyoruz. Böylesi derin bir muhabbet taşı bile eritir diyeceksiniz lakin erimiyor işte. Gönül gönüle temas etmedikçe...
" Cümle dünyalıkları senin ayağının dırnağına kurban ederem " bu ne nefis bir cümledir. Bu aşkın en yalın ve çarpıcı halıdır.
"Kişi, kabiliyetine ve haysiyet duygusuna göre acı çeker, sevinç duyar" diyor bir de. Kesinlikle öyle. Ahmed Arif'teki sevme kabiliyetinin boyutlarına herkes ulaşamaz vesselam.
Onun içsel yaşamına, sürgün yıllarına, siyasi baskıya nasıl maruz kaldığına ve aşkına, aşkına, aşkına... Bu aşk özelinde Ahmed Arif'i tanımak ne de hoş.
Kesinlikle tavsiyedir. Diyarbakır'ın şair çocuğu Ahmed Arif'e saygılarla...