24 AY - 266 KİTAP
Aralık ayını 10 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 23 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.) ARALIK AYI 1-)Kervan(İskender Pala) 2-)Kırk Ambar 1:Rümuz-ül Edeb(Cemil Meriç)
Ahmed Rasim'in makaleleri, Mehmed Akif'in manzumeleri ayrı ayrı yollardan aynı şeyi yapıyorlar
Reklam
23 AY - 256 KİTAP
Kasım ayını 9 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 22 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.) KASIM AYI 1-)İns(Cahit Zarifoğlu) 2-)Tolstoy'dan Anılar(Maksim Gorki)
Kınar Hanımın Denizleri
Kantocu peruz sahiden yaşadı mı patron?’ Bu dize ‘Kınar Hanımın Denizleri’nde yer alan ‘Bir Elişi Tanrısı İçin Ağıt?’ şiirinin son dizesidir. Söz konusu ettiğimiz şiir 1956 yılında yazılmış. Bir tarihi kurcalamak için sorar bu soruyu Ece Ayhan, ama önce Kantocu Peruz (Terzekyan) kimdir ona bakalım. Türk yazınının fuhuş başlığı altında görmeyi
Sarsılmaz iradesiyle kendini tutmasını beceren Eşref Bey, koltuk değneğine dayanarak yanına gitti; onu kucakladı. Üzülme Ahmed Rasim; Uhud'da da perişan olmuştuk. Sonra onu birbirinden muhteşem zaferler takip etti. Biz canımız da dahil, herhangi bir fedakârlıktan sakınsaydık, üzülmen gerekirdi. Neyi yapabilecekken yapmadık? Allah, Peygamber davasından neyimizi esirgedik? Gözyaşları arasında Ahmed Rasim cevap verdi. -Evlâtlarım sana kurban olsun ya Kuşların Şeyhi! Bizler elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz. Ve sizler Allah şahittir ki her şeyi yaptınız, hatta imkânsızları dahi yaptınız. Neylersin ki kader boynumuzu büktü. -Harap etme kendini Ahmed Rasim; fakat bu acılı günü unutma; büyük acılar, büyük hamleleri doğurur.
Sayfa 309Kitabı okudu
22 AY - 247 KİTAP
Ekim ayını 10 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 20 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.) EKİM AYI 1-)Eugenie Grandet(Honore de Balzac) 2-)İnsanlığımı Yitirirken(Osamu Dazai)
Reklam
Osmanlı modernleşmesine ve Tanzimat sürecine yönelik ilk darbe girişiminde İstanbul'da bulunan bazı Kürt aktörler önemli rol oynamışlardır. 1859 yılının Eylül ayında, henüz hazırlık ve plan aşamasında iken ortaya çıkarılan ve failleri Kuleli'de tutulup yargılandıkları için tarihimize Kuleli Vakası olarak geçen darbe planının fikir babası, organizatörü ve dolayısıyla bir numaralı sanığı Süleymaniye'nin "taife-i Mevlana" lakaplı ve ocaklı köylere sahip köklü bir ailesinden gelen ve Nakşibendi-Halidi bir Kürt şeyhi olan Ahmed Efendi'dir. Hiç bir zaman kuvveden fiile geçmemiş küçük bir isyan ve suikast teşebbüsü olmasına rağmen, tarihimizde kayda değer bir iz bırakan bu vakada Şeyh Ahmed ile birlikte bazı Çerkez subaylar, birkaç Nakşibendi şeyhi. ve Babanzadelerden birkaç Kürt de yer almıştır. Birçok kaynakta, bu örgütten "Fedailer Hareketi" olarak bahse- dilmiştir. Engelhardt, örgütün lideri olarak Çerkez Hüseyin Paşa'yı işaret etmişse de yargılamaya dair evrakta yer alan "eşhası kırk nefere baliğ olduğu halde cümlesinin muharrik ve reisi ve maddei müellifi hakikisi an'asıl Süleymaniye Sancağı ahalisinden Şeyh Ahmed namında ve Sultan Beyazıd Medresesi'nde mukim bir şahıs olup... ifadesi ihtilalcı cemiyetin liderinin Şeyh Ahmed olduğunun mahkeme kararıyla tescil edildiğini göstermektedir. Örgütün diğer önemli üyeleri ise Çerkez Hüseyin Daim Paşa, Arnavut Cafer Paşa, Tophane-i Amire ketebesinden Arif Bey, Binbaşı Rasim Bey, Süleymaniyeli Süleymanpaşazadelerden (Babanzade- lerden) Ali ve Hasan Beyler ve Nakşibendi tarikatından Şeyh Feyzullah Efendi ile Şeyh İsmail Efendi'dir.
Sayfa 75 - NûbiharKitabı okudu
Bugün pek çoğumuzun kanıksadığı "Türk" takılı isimlendirmeler en fazla bir asırlık isimlerdir. "Türk Müziği, Türk sanatı, Türk medeniyeti" gibi... Osmanlılar çok geç devre kadar kendi edebiyatlarını veya müziklerini etnik bir isimle anmıyorlardı. Kendi edebiyatlarına "Türk", " Doğu" veya başka bir isim takmamışlardı. İlla bir sıfat vermek gerekirse sadece "Osmanlı" diyorlardı. Onun dışında onlar için edebiyat, "edebiyyât" veya "edebiyyâtımız" idi. Sıfatsız, takısız, tarifsiz, komplekssiz. Çünkü "biz" dediklerinde kimi kastettikleri onlar için açıktı. Fuzûli kadar dönme Ahmed Râsim, Dede Efendi kadar Ermeni Hamparsum, Ahmet Cevdet Paşa kadar Rum Sava Paşa... "Biz" dendiğinde içinde imanın, kulluğun merkezi olduğu bir kendilikten bahsedildiğini herkes bilirdi. "Türk" takısının ümmet anlamından kopup milliyeti ifade etmesiyle beraber medeniyetimize ait her şey de tevhid özünden uzakta tanımlanmaya başladı.
Sayfa 182Kitabı okudu
Osman Nihat Akın
Ahmet Rasim'in torunu Türk bestekâr Osman Nihat Akın.... İlk bestesi “Ne müşkülmüş seni sevmek, sana yâr olmak” güfteli Suzinâk makamındaki şarkısıdır. Kendisinin söylediğine göre dedesi bir gün yanına çağırarak bir şeyler okumasını söylemiş. Osman Nihat Akın bu eserini okuyunca, çok beğenen Ahmed Rasim Bey, kimin olduğunu sormuş. Kendi eseri olduğunu söylemeye cesaret edemeyerek Hacı Ârif Bey’in olduğunu söylemiş. Duygulanarak gözleri dolan Ahmed Rasim Bey; “-Böyle bir eseri ancak o yapabilir” diye söylenmiş. Şarkısının beğenildiğinden cesaret alınca dedesine gerçeği anlatmış... Her eseriyle muhteşem bir bestekâr. "Mizahi Hasbihal" adında bir kitabı varmış. Zamanında çok aradım ama bulamadım. Sadece okumak için değil böyle bir bestekârın kitabının kütüphanemde olması bile tarif edilemez bir mutluluk olurdu benim için. Zamanınız olursa bestelerini dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Bu güzel, saygıdeğer insanı rahmetle, sevgiyle anıyorum... 🌹
186 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.