Yazarlar, insanların duyamadığı sesleri duyan, koklayamadığı kokuları koklayan hayvanlar gibi insanların algılayamadığı, onların algılama düzeyinin altında ya da üstünde kalan birçok olayı, birçok duyguyu, bilinçaltı denilen karanlığa yerleşmiş şekilsiz ve isimsiz arzuları algılayabilirler. Ama insanların rahatça gördüğü, anladığı, kokladığı, parmaklarının ucunda hissettiği bazı açık gerçekleri de görmekte, anlamakta yetersiz ve aciz kalırlar.