Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız yüreğimize alırız onları, ısıtırız gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam Gidersen kar yağar avuçlarıma, üşürsün bir ceylan sessizliği olur burada aşklar
HALA KOYNUMDA RESMİN Sımsıcak konuşurdun konuşunca ırmak gibi rüzgar gibi konuşurdun yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki çiğdemler güller mor menevşeler açardı Sımsıcak konuşurdun konuşunca Hâlâ koynumda resmin
Reklam
İSMAİL'İN KİTABINI OKURKEN İsmail'in kitabını okuyorum üç gecedir ateşler içindeki dünyada bir neferin ölüme at koşturan rüzgârını duyuyorum Managua yanıyor, her yanım ateşler içinde yanıyor bir çocuk sevgiyle okşanmaktan ve temkinli olmak yakışmazdı sana zaten augusto ve sen ey idris ismail'in ölümünü küçümseyen dostu "yediğin
ŞAHMARAN Sedef, safir ve kör uyku, dünden Kalan bir aynaya vuruyor düş gibi Ve kâhinin her remil atışında ölüm Kara değil, karada havada ve suda Ağlayan narım da çatladı çünkü ben Çocuklarımı kaybediyorum dağlarda Dağlar ki ceylan yurdu, bir gülistan Olsun içindi, düşerse yolu Şahmaran'ın Ve anılardır diye bilinen Şahmaran Belleğin derin kuyusundaki uykusunu Bir hançerle kesip çıkmalıdır günyüzüne Ve bırakarak derisini çöl iklimlerine Tozlaşan ve durmadan tozlanan keder Sedef, safir ve kör bir uykuya dönerken Çöl hep çöldür, daima çöl, gri söylence Ve buhurun incelttiği ölümcül bir büyü Gülen ayvamı soruyorum ağlayan kızımı Nerdesin bunca zaman ey Şahmaran Dağlar ceylan yurdudur, bir gülistan Düş yollara, keder öcünü almalıdır çünkü
YENİLDİK Yenildik; Şimdi kim bilebilir zakkumun O kekre tadını bizim kadar Tenimize sinmiş sülfür kokusunu Soluğumuzdaki cıvayı kim duyar
Ahmet çalıyor, dağın soluğu, öfkesi büyüyordu. Böyle zamanlarda Sofi kulağını dağın uğuldayan toprağına dayıyordu. Dağ gttikçe öfkeleniyor, soluğu derinleşiyor, sıklaşıyor, bir iniyor, bir kalkıyor, paramparça oluyor, bütün hışmı, bütün ağırlığıyla dünyanın üstüne çöküyordu. Sonra da dünyayı bir sessizlik kaplıyordu. Her bir yan ıpıssız. Dünya bomboş kalmış Ağrıdağı başını almış da dünyamızdan çekip gitmiş, kurdunu kuşunu, insanını almış götürmüş, yıldızını, ayını, güneşinin, esen yelini, yağmurunu karını, çiçeklerini almış götürmüş, şu dünyayı bomboş bırakmıştı. Çölleri dolduran sürmeli ceylan sürülerini de almış götürmüştü. Kavalın sesinde ıssızlık, boşluk donup kalmıştı.
Reklam
Teknolojiyle, animasyonlarla, resimli kitaplarla dikkat çekip kandırdığın çocuğundan, ileride Nuri Bilge Ceylan'ın filmini izleyip, derin anlamaları fark edip, bundan keyif almasını bekleme. Odasında, boş zamanında kitap okumasını da..
Sayfa 180Kitabı okudu
"Gidersen kar yağar avuçlarıma Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar. " Ahmet Telli
Gidersen kar yağar avuçlarıma, üşürsün bir ceylan sessizliği olur burada aşklar -Ahmet Telli
Gidersen Yıkılır Bu Kent
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken Gidersen kim sular fesleğenleri Kuşlar nereye sığınır akşam olunca Sessizliği dinliyorum
Reklam
Ahmet güldü: "Olmaz" dedi. "Sonra insanın eli kolu çont olur. Bu sıralar ceylan avlanamaz. Yavruları vardır O da olmasa , bizim ta yanımıza kadar, bizim insanlığımıza güvenip gelmişler. Ceylan böyle avlanamaz. " Ya insanlığımıza güvenip gelmişlerse, onların umudu boşa çıkarılamaz. Bir zamanlar çölün geleneği vardı. Şimdi alt üst olmuş. Selimin hikayesi böyle. İnsanlara güvenip geldikleri.
''Serpilen aydınlıkta dalların arasında , büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman.'' Ahmet Hamdi TANPINAR (Huzur)
1.345 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.