Meclis, Said Paşa Hükümetine güven oyu verdi. Sait paşa buna rağmen oylamanın ertesi günü 16 Temmuz’da istifa etti. İstifasını bildirmek üzere Sultan Reşad’ın huzuruna çıktığında padişah ona “niçin istifa ettiniz? Size güvenleri vardı” diye sorunca Said Paşa şöyle cevap vermişti:
“onların bana güvenleri vardı. Ama benim onlara güvenim yoktu.”
Kendisine bir nevi hafiflik gelmiş, denilebilir ki dört tarafını böyle vaziyetlerde bir demir kuşak gibi çeviren ve ona nefes aldırmayan boğucu, dar havalı şahsiyetlerden kurtulmuştu.
"Biliyorlar ki bir delinin sözleri ne kadar mantıklı olsa da söyleyen deli olduktan sonra kimse kabullenmez. Çünkü insanoğlu ukaladır. Bir delinin kendine doğruyu göstermesini sindiremez. Hâlbuki her deli biraz velidir, her veli de biraz deli..."
Devletçilik uygulamaları Türkiye’de sanayileşme sürecini hızlandırdı. Boratav’ın hesaplamalarına göre 1930-1939 arasında sanayinin sabit fiyatlarla yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 10,3 gibi son derece yüksek bir düzeye ulaştı. 1929’da millî hâsılanın yüzde 9,9’unu oluşturan sanayi kesiminin payı 1939’da yüzde 18,3’e çıktı. Dönem içinde yatırım malı ve ara mal üreten modern sanayi kollarına yatırımlar yapıldı ve metalürji, demir-çelik, kâğıt ve kimya sanayi kollarında ilk modern tesisler bu dönemde kuruldu. Makine ve teçhizat yatırımları artarken, inşaat malzemesi ve çimento üretiminde büyük sıçramalar gerçekleşti. Tarım kesimi de ortalama olarak yılda yüzde 5,1 büyüdü.
Bir avuç toprak için, bir parça et için, bir kadeh şarap için yaptığınız onursuzluklar, paslanmış bir demir gibi çürütecek iradenizi. Hiçbir zaman kötülüğe karşı çıkamayacaksınız, zorbalığa hayır diyemeyeceksiniz, haksızın gırtlağına sarılamayacaksınız.