seni seviyorum demek isterdim
ölesiye bir duyguyla,
taparcasına dil dökmek
ve saçlarım ağarmadan söylemek isterdim
seni sarmak isterdim sonsuzlukla
delicesine sevmek
bir sarhoş gibi adını sayıklamak
ve bağırarak kollarında ölmek isterdim
gülüm...
Yazarın yurtiçinden yazdığı mektuplarda bir çaresizlik ve arkadaşlarına muhtaciyet göze çarpar. Mesela Ahmet Kudsi Tecer'e hep işlerini, tayinini vs halletmesi ricada bulunur. Ama yurt dışı mektuplarında muradına eren mutlu bir çocuğun neşesi ve şımarıklığı göze çarpar.
Sabahattin Eyuboğlu, elinde bir değnek, yıkık duvarlara astığı röprodüksiyonlar üzerinde Rönesans ressamlarının kompozisyon kaygısını anlatırken, Ahmet Kudsi Tecer, folklor konuşmaları yapıyor, Hikmet Şimşek ve Faruk Güvenç, Erdek kahvesindeki halka teksesli müzikle çok sesli müziğin farklarını aletler üzerinde gösterirlerken, ben de Balıkesir'den, Adana'dan, Kayseri'den gelen tiyatrosever gençlere Antik Grek tiyatrosunun halkla nasıl bütünleştiğini açıklamaya çalışıyordum.
Sayfa 108 - ne muhteşem... ne şanslılarmışKitabı okudu
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben.
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana ''Gel'' desin.
Ahmet Kudsi Tecer