İslam İmparatorluğu'nun en kuvvetli devrinde Hazarların Araplara karşı gösterdiği direnç, bu Türk devletinin gerçekten güçlü bir yapıya sahip olduğuna işaret etmektedir. Zira, İslam kaynaklarından anlaşıldığına göre söz konusu bu devlet Çin ve Bizans ile aynı düzeyde ve zamanı Doğu Avrupa'sının en büyük siyasi kuruluşu seviyesinde değerlendirilmektedir.
Sayfa 277
Mukan'ın Karakterinin Analizi
19 yıl kadar uzunca sayılabilecek bir süre kağanlık tahtında oturan Mukan Kağan, kişisel karakteri hakkında Çin kaynaklarında en çok bilgi verilen Gök Türk hükümdarıdır. Bunun sebebi Çin tarihinde bıraktığı derin izler olup, hatırası ve etkisi daha sonraki devirlere yansımıştır. Zaten Bilge Kağan da yazıtlarda ondan övgüyle söz eder. Onun
Reklam
Piskopos Johannes:
"Eskiden ormanlardan dışarı çıkamayan Slavlar, Avarlar sayesinde disiplinli savaşa alıştılar ve at sürü, gümüş ve altın sahibi oldular."
Sayfa 267
Bumın'ın Kaderi
Bumın uzun mücadeleler neticesinde milletine kazandırdığı bağımsızlıktan sonra fazla yaşamadı. Aynı yıl ölünce, yerine oğlu Kara (Çince K'o-lo, diğerunvanı İlci [i-hsi-chi]) kağan oldu. Kara Kağan babasının bıraktığı işi devam ettirdi. Bugünkü Ordos'taki Jehol eyaletinde, Juan-juanlardan artakalan bir kütleyi mağlup etti. Arkasından, Batı Wei Devleti'ne elçi göndererek hediye olarak elli bin baş at sundu (553 mayıs) Yine de fazla yaşayamayan Kara, diğer adıyla İlci aynı yıl içerisinde öldü. Kara Kağan'ın hastalıktan ölmesi üzerine boşalan Gök Türk tahtına kardeşi Mukan geçti. Aslında Kara, ölümünden önce kendi oğlu yerine kardeşi Mukan'ın kağan olmasını vasiyet etmişti. Söz konusu hükümdar değişikliğinin hızla büyümekte olan Gök Türk Kağanlığı'na aksi tesir yapmadığı gibi, daha faydalı olduğu kısa zamanda ortaya çıktı. Bunda Mukan'ın karakterinin büyük payı vardı. Kaynaklar onun başarısının altında zeki, bilgili, taktikçi oluşunun ve askerini iyi kumanda edişinin yattığı yönünde ilgi çekici bilgiler vermektedir.
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
Erkek çocuklar sazlık ve ağaçlık yerlerde eğlenirler. Kızlar deri top tekmelerler. At sütünden üretilen kımızı içip sarhoş olurlar, şarkı söylerlerdi.
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
Her ne kadar belirli bir yerde durmayıp hareketli iseler de her biri (boy) idari olarak bölünmüştür. Kağan Ötüken'de ikamet eder, her yaz ileri gelen devlet adamlarını toplayarak, ilk çıktıkları mağaraya giderek kurban töreni yaparlardı. Aynı zamanda haziran ayının ortalarına denk gelen 10 günlük süre içinde bütün insanları toplanır, Gök Tanrı'ya (ruhuna) kurban sunup ibadet ederler, hep beraber ruhlara ve tanrılara saygı gösterirlerdi.
Reklam
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
Bir delikanlı bir genç kızı sevdiği takdirde erkek kızın ailesine adam göndererek, kızın anne ve babasını razı etmeye çalışırdı.
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
İlkbahar ve yazın ölenler çayırların, ağaçların sararması­na ve yaprakların düşmesine kadar bekletilir. Sonbahar ve kı­şın ölenler ise çiçeklerin, yaprakların bollaştığı ilkbahar vaktine değin bekletilir. Sonra mezar kazılarak gömülürdü. Dikilen taş­ların sayısı sağlığında öldürdüğü insanların sayısına bağlıdır. O gün erkek kadın herkes en güzel elbiselerini giyer, gömme işlemi sırasında insanlar toplanırdı.
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
Ölen olduğu zaman cesedi çadırın içine koyarlar, oğulları torunları bütün akrabaları kadın-erkek hepsi koyun ve at keserler, çadırın önünde bıçakla yüzlerini keserek ağlarlar, çizilen yerlerden kan ve gözyaşı birlikte akar, bunu yedi kere tekrarlarlardı.
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
Onların hukukunda devlete isyan etmenin cezası ölümdü. İnsanları baştan çıkaran, zina yapanlar parçalara bölünmek suretiyle öldürülürdü. At çalanlar, on katını geri ödemek suretiyle cezalandırılırdı.
Reklam
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
Sancaklarının başına altından kurt başı takarlardı. Muhafızlarına börü (fu-li) derler. Kurt anlamına gelirdi. Bu kurttan doğ­duklarını, eskiyi unutmadıklarını göstermek için yapılıyordu. Vergi olarak yani devlete karşı sorumlulukları askerlik yapmak ve at, koyun sunmaktı. Bundan başka da hayvanları vardı. Arabalarının kenarlarındaki ağaçlara çentik yapmak suretiyle (oyma) hesap yaparlardı. Ayrıca altın uçlu ok bal mumuna sürülür, mü­hür olarak kullanılırdı. Beklerler ay tamamlandığında arabaların kenarlarına ayın tamamlandığını belirten işaretler yaparlardı.
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
Asker aleti olarak boynuzdan yay, ses çıkaran ok, zırh, mızrak, kılıç vardı. Bunları bellerindeki süslü kemerlere takarlardı ve yanlarında kılıfları vardı.
Gök Türklerin Yaşayışı Hakkında
Gök Türk toprakları doğuda Liao-hai'dan başlıyor, Batı Denizi'ne kadar uzanıyordu. Çölün kuzeyinden Baykal Gölü'ne kadar varan yerler sınırlara dahil olmuştu. Onların geleneği Hunların geleneği gibidir. Liderleri tahta çıktığı zaman yakın hizmetçileri, önemli vezirleri liderlerini keçe kilim üzerine oturtarak, güneşin yönünü takiben dokuz kere çevirirler, her bir çevirmede vezirlerin (beylerin) hepsi onu selamlardı. Bu iş sona erdikten sonra onu bir ata bindirip boğazını ipek şerit ile sıkarlar, atının üzerinde dolaştırarak iyice yüzü kızardığında şeridi gevşetip hemen sorarlardı: "Sen kaç sene kağanlık yapabilirsin?" Onun yüzünün şekli değişir, kaç sene olduğunu söyleyemezdi. Vezirler ve diğerleri onun söylediğini eksik bulur, tamamlarlardı. Kağan ve hatundan sonra yabguluk makamı gelirdi. Onu şad, çor, tegin, ilteber, erkin ve tudun unvanları takip ederdi. Büyüklü küçüklü 28'den fazla unvan bulunuyordu. Bunların hepsi hanedan ailesinden olurdu.
Bağımsızlık için son derece kararlı olan Bumın için artık geri dönüş yoktu. Daha önce resmi ilişki kurduğu Batı Wei'e elçi gönderip hanedanlarından bir kızla evlenme isteğini iletti ve Ch'anglo adlı prensesleriyle evlendi. Böylece uluslararası evlilik ittifakı gerçekleşmiş bulunuyordu. Zaten Çin'deki Batı Wei Devleti yıllardan beri kendisine karşı kurulan Doğu Wei - Juan-juan ittifakıyla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Dolayısıyla, Gök Türklerin hızla yükselen gücüyle ittifak yapmak kendilerinin çıkarlarına uygun düşüyordu. Ayrıca, Bumın, Çin imparatorunun ölümünden dolayı taziyelerini sunmuş ve ikiyüzbaş at yollamıştı. Artık vaktin geldiğine inanan Bumın, 552 yılının baharında Juan-juanlara ani bir baskın düzenledi. O esnada düşmanı Gü­ney Moğolistan'da, Huai-huang'ın kuzeyinde12 bulunuyordu. Hiç beklemediği anda büyük bir saldırıya uğrayınca savunma anlamında hiçbir şey yapamadı. Neticede ağır bozgundan kurtulamayan Juan-juan hükümdarı A-na-kuei yenilginin acısıyla kendini öldürdü. Savaş alanından kurtulabilenler Çin'deki Kuzey Ch'i Devleti'ne, bir kısmı da Kıtanlara sığındı. Kazandığı bu büyük zaferinden sonra Bumın, İl (illig/devletli) Kağan unvanını aldı ve 552 yılında Gök Türk Devleti'nin bağımsızlığı resmen ilan edildi. Bumın'ın hanımına da Hatun unvanı verilmişti.
Neticede Töles boylarının kalabalık bir grubunun kendine katılması üzerine, Bumın etrafında toplanan birliğin gücü çok arttı. Yıllardan beri dış temaslarda bağımsızlığını kazanma yolunda önemli işler başaran Gök Türklerin lideri milletini bağımsız kılabilmek için yeni bir adım daha attı. Kendisinin vassal olarak bağlı olduğu Juan-juan Devleti'nin hükümdarı A-na-kuei'e elçi göndererek kızıyla evlenmek istediğini bildirdi. Onun bu girişimi, kendisini, artık tabi olduğu devletle aynı seviyede görmesi ve bunu A-na-kuei'e göstermesi amacını güdüyordu. Nitekim, bunu anlayan A-na-kuei, Bumın'a, "Sen benim demir işlerimde çalışan bir kölemsin, nasıl böyle bir teklifte bulunabilirsin'?" diye haber gönderdi. Böylece o da, onu bağımsız olarak tanımadığını bildirerek konumunu korumaya çalışıyordu. Bumın bu harekete tepkisini onun elçisini öldürerek gösterdi ve Juan-juanlar ile bü­tün ilişkisini kesti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.