“Kul Ahmet'im canım hakkın canıdır
İnsanın yaptığı kendi şanıdır Burdaki mahkeme hak divanıdır Orda hesap sorulması yalandır” Kul Ahmet
“Mahkeme var diyorlar burdaki niye
Sen yarattın bizi gel diye diye İşkence varmış orda ölüye Maksat öyle idi niçin yarattın” Dertli Zebunu
Eski Türklerde bir adet olarak ölüler kil küplerden mezarlara konurdu. Bununla bağlantılı olarak da yer altına giden bir geçit, ya da daha derin anlamda yeniden doğuşu simgeleyen bir ana rahmi olarak ele alınırdı.
Zaten İstanbul'da ikide bir yangın çıkıyor. Farz edelim ki yine böyle bir yangın oldu, bir iki mahalle kül oldu. Yanan yerler yapılır ama bir kere yıkılan devlet itibarı bir daha onarılabilir mi?
"Efendimiz"
Sairin, kesfi nefis; diyor ki: Muhammed (s.a.s.) beserdir; ama her beser gibi degil; taslar arasinda yakut ne ise oyledir." "Efendimiz" (*)in beser tarafini kesfetmek ve anlamak, onun vasitasiyla ve ondan sadir olan haberleri dogru degerlendirmek icin sart. Kendine has tabiriyle "Ene mislikum
EDİRNE MEBUSU ŞEREF BEY’E
Şeref Bey,
Şimdiye kadar Millet Meclisinde sesinizin çıktığını hiç işitmemiştik. Halbuki 21-kânunusani-1934 tarihli Hâkimiyeti Milliye de, bana dair yazdığınız yazıda eski bir müverrih gibi konuşuyorsunuz. Tarihten salâhiyetle dem vurmanın moda olduğu şu zamanda, sizin de hiç bir ilmî salâhiyetiniz olmadan bu mevzua