Hepimizin bir ağrısı var bu dünyada sürekli bir ilaç aradığımız. Herkesin ilacı da farklıymış tıpkı ağrıları gibi. Bu ilaç acıyı hafifletiyor mu yoksa unutturuyor mu, bilmiyorum. Nihayetinde fark eder mi, onu da bilmiyorum. Hayata bir yerinden tutunmaya çalışıyoruz sonuç olarak, herkes dediğimiz o kütlenin içinde bir yer edinmeye. Bilim o kadar
1000kitap uygulamasına okuduğum kitapların listesini tutmak ve kitaplarda beğendiğim alıntıları not etmek için kayıt olmuştum. Ancak artık son sıralarda gerek reklamlar olsun gerekse 'okur' profillerinin değişimi olsun 1k üzerinde zaman geçirmek yormaya başladı. Bu sebepten alıntılarımı depolayabileceğim farklı bir alternatif arayışına
Filoyu donatan ticari girişimcilerin, Casa de Contratacion ve Christopher de Haro'nun da keyfi yerindedir. Beş gemiye yatırdıkları sekiz milyon maravedi'nin buhar olup uçtuğuna inanmışlarken aniden çıkıp geliveren bu gemi tüm masrafları telafi ettiği gibi, hiç ummadıkları bir kâr elde etmelerini de sağlamıştır. Victoria'nın Maluku Adalarından getirdiği baharat, tüm masraflar çıktığında bile beş yüz altın duka net kâr bırakır; tek bir geminin yükü, diğer dört geminin zararını telafi etmiştir; ama iki yüz insanın yaşamı hiç hesaba katılmaz elbette.
Elcano sayesinde cezalandırılmaktan kurtulurlar ve haince ayaklanmaları genel sevinç havasında kaynar gider; yaşayanlar, ölülere karşı daima haklı çıkmıştır.
Gıda maddesi almak için kıyıya giden mürettebat, gemiye döndüğünde şaşırtıcı bir haber getirir: Kıyıda günlerden perşembedir, oysa gemide onlara o günün çarşamba olduğu söylenmiştir. Pigafetta çok şaşırır, zira üç yıldan beri süren seferde hiç aksatmadan her gün günlük tutmuştur. Hiç ara vermeden bütün hafta boyunca saymıştır; pazartesi, salı,
Matematiksel fiziğin ortak hazlarından biri denklemlerin çoğunlukla onları türetenlerden fazla şey biliyor gibi görünmesidir. İyi anladığınız fizik ilkeleri üzerinden denkleminizi kurarsınız. Sonra çözersiniz, ne söylediğini bulursunuz, ama sonra cevabı anlamadığınızı fark edersiniz. Daha doğru ifade etmek gerekirse, cevabın ne olduğunu ve neden denklemleri çözdüğünüzü anlarsınız, ama neden öyle davrandığını tamamen anlamazsınız.
Bu arada, denklemler bu yüzden var. Eğer cevabı her zaman önceden tahmin edebilseydik, denklemlere zaten ihtiyaç duymazdık. Newton'ın kütleçekim yasasını düşünün. Formüle bakıp bir elips görebilir misiniz? Ben göremem.
Hebbel çok güzel bir laf etmiştir: “Bir şeyin nasıl olduğu, tarihin hiç umurunda değildir. Tarih, bir şeyi gerçekleştirenlerden, tamamlayanlardan yana çıkar.” Macellan boğazı bulamasaydı, eylemini gerçekleştiremeseydi, tehlikeli macerasına itiraz eden İspanyol kaptanların ortadan kaldırılması düpedüz cinayet olarak değerlendirilecekti. Fakat başarısı, Macellan'a hak verdiği ve ona ölümsüzlük bahşettiği için şansız şöhretsiz ölenler unutulmuştur ve Macellan'ın başarısı, onun sert ve uzlaşmaz karakterini ahlaki açıdan olmasa bile tarihi açıdan haklı çıkarmıştır.
Tarihi bir olay gerçekleştiği anda değil, ancak sonraki kuşaklara aktarıldığında gerçekleşir. Bizim tarih dediğimiz şey, zaman ve mekânda gerçekleşmiş bütün önemli olayların bir toplamı değildir; dünya tarihi, tesadüfen yazınsal ya da bilimsel olarak tasvir edildiği için üzerine ışık düşen o küçük kesittir yalnızca. Homeros olmasaydı Akhilleus bir hiçti, yaşananları kaydeden vakanüvis ya da onu yeniden biçimlendiren sanatçı olmadığında her suret gölge olarak kalır, olayların sonsuz denizindeki her olay dalgalar gibi kaybolur.
“Metnin varlığı sessiz bir var oluştur, okur tarafından okunana kadar da sessizliğini korur. Metin, ancak hünerli bir çift göz kâğıdın üzerindeki işaretlerle buluştuğunda hayat bulur. Yazılan her şey, okurun cömertliğine bağlıdır."