Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ruh ancak namazın penceresiyle nefes alabilir
"Evet, fıtraten ebediyeti isteyen ve ebed için halk olunan ve ezelî ve ebedî bir zatın âyinesi olan ve nihayetsiz derecede nazik ve letafetli bulunan zîşuur bir sırr-ı insanî, zînur bir latîfe-i Rabbaniye; şu kasavetli, ezici ve sıkıntılı, geçici ve zulümatlı ve boğucu olan ahval-i dünyeviye içinde, elbette teneffüse pek çok muhtaçtır ve ancak namazın penceresiyle nefes alabilir."
"Ahla istida edecek ahval değil"
Reklam
64 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
İnceleme
İlk yerli tiyatro olmasına rağmen başarılı bir yapıt. Eser, çıkarılan ilk Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval'de tek perdelik komedi türünde yayınlanıyor. Ama toplum tarafından ilgi görmüyor ve kıymeti bilinmeyip unutuluyor ne yazık ki. Şinasi öldükten sonraki yıllarda bir matbaa bu eseri tekrar yayınlıyor. Daha sonraları ise eser tiyatroya taşınıp oynanılıyor. Konusu ise görücü usulüyle evliliğin sakıncasından bahsediyor. Minik bir entrika kuruluyor. Ama Müştak Bey sonunda istediği kıza kavuşuyor :) Yazar, kitapta yabancı hiçbir üslup kullanmayıp halkın ve konuşmacıların da kendisi gibi yenilikçi olduğunu kanıtlamış. Kitabın sonunda Şinasi'nin ölümünü anlatan kısım yazarı daha yakından tanımanıza vesile oluyor. (Okurken duygulandım) Başarılı ve kıymetli eserin hep bilinecek olması gurur verici. Keyifli okumalar...
Şair Evlenmesi
Şair Evlenmesiİbrahim Şinasi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201816,1bin okunma
İşte ey hayat-ı dünyeviyenin zevkine mübtela ve endişe-i istikbal ile istikbalini ve hayatını temin için çabalayan bîçareler! Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O, keyfinize kâfidir. Haricinde ve gayr-ı meşru dairedeki bir lezzetin içinde bin elem olduğunu sâbık beyanatta elbette anladınız. Eğer mazi, yani geçmiş zamanın hâdisatını, sinema ile halihazırda gösterdikleri gibi; istikbaldeki ahval dahi, meselâ elli sene sonraki halleri bir sinema ile gösterilse idi, ehl-i sefahet şimdiki güldüklerine yüzbinlerce nefrin ve nefret edip ağlayacaktılar. Dünya ve âhirette ebedî ve daimî süruru isteyen, iman dairesindeki terbiye-i Muhammediyeyi (A.S.M.) kendine rehber etmek gerektir.
Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinden
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
nazlan sitem et kırıl bana beni geç vakit tek başıma suya yolla bağçede yüzünü öteye çevir güle hayret ediyormuş gibi yap gülümseyerek konuş da başkalarıyla somurt, avluda sadece ikimiz kalınca kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık en sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık yamru bastım iş değildi hâke çakılmak bayırdan dağ sıradağdı hangi haşin belden yol veresi gece hep süzüldü yukarıdan lâkayt kehkeşân altımda beni hep yutmaya çağladı nehir yetişir hecelemen sök beni bir kere en zoruma gideni yap hengâme getir çel beni tökezlet tuttur çitlere ahla istida edecek ahvâl değil kim bana kıymazsan bilebilir dünya dedikleri samut küp acılar tınladıkça bende hep seni seslendirir.
kısa pantolon, paslı çakı, dizde kabuk bağlamış yara / kısa çakı, paslı pantolon, gözde yarası kalmış kabukKitabı okudu
Reklam
//-. Bergamalı Muhyiddin Kâfiyecî
Anlamlı bir hayat için: Bilgide doğruluk (el-sıdk fî'l-hak); eylemde iyilik (el-hayr fî'l-amel); yaşayışta istikâmet (el-istikâme fî'l-ahvâl)...
"Karanlıktan kaçarken neden hep hüznüne karışan kuytuna bastım?" | Ahvâl-i Efgan
Bilmiyorsun... Belki Allah bu işin arkasında bir sürü hayırlar yaratacak, bilmiyorsun ki, bilmiyoruz ki. Bize düşen hertürlü ahval ve şerait içerisinde Allah'a kulluk bilincimizi korumamız ve anlık gelişen ve gerçekleşen olaylardan dolayı dalgalı, parçalı bulutlu, inişli çıkışlı, isyanlı itaatli, fırıldak, kararsız, istikrarsız,yüzergezer, yanardöner bir kulluk anlayışını terk etmemiz ve herdaim sabit kadem olmamızdır.,
Sayfa 122Kitabı okudu
Hatırlamak lazım:
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.