Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
4.cilt
3. “Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selâm verin veya verilen selâmı aynen iâde edin.”  Nisâ suresi (4), 86 Âyet-i kerîmede geçen “tahiyye” kelimesinin Arap dilinde başka anlamları varsa da, İslâm’da selâm anlamına kullanılmıştır. Kur’an âyetleri bunu açıkça belirtir.
Reklam
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminleri kadınlarina (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınmaması ve incinmemesi için en elverişli olan budur..." (Ahzâb Suresi, ayet 33, 59) İslam kaynaklarının bildirmesine göre Tanrı bu ayeti Ömer b. Hattab'ın uyarısı ve isteği üzerine indirmiştir. Güya Ömer, son derece kıskanç olduğu için, kadınların tanınmayacak şekilde örtünmeksizin evden çıkmalarını istemezmiş. Bu nedenle bir gün Muhammed'e: "Ya Resûlullah, emretsen de (eşlerin) hicap içine girseler. Çünkü senin yanına iyi-kötü insanlar girip çıkıyor" şeklinde bir şeyler söylemiş. Bunu duyan Tanrı, hemen yukarıdaki Hicab ayetini indirivermiş. Söylendiğine göre Hicab ayeti, Hicret'in 5. yılında inmiştir ki (kimine göre 3. ya da 4. yılında), Muhammed'in "Peygamber" olarak kendini tanıtmaya başlamasından 15 yıl sonraya isabet etmekte. Yani Tanrı, 15 yıl boyunca kadınların örtünerek sokağa çıkmaları konusunda hiçbir şey düşünemiyor ve bu işi Ömer'in hatırlatması üzerine yapıyor!
Sayfa 217Kitabı okudu
Ahzâb Suresi 3. ayet
Vetevekkel ‘ala(A)llâh(i)(c) vekefâ bi(A)llâhi vekîlâ(n) Yalnız Allah’a güvenip dayan. Çünkü, güvenip dayanılacak ve işlerin kendine havale edileceği makâm olarak Allah yeter!
AHZAB SURESİ 21. AYET
21. İçinizden Allah'ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah'ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah'ta güzel bir örneklik vardır. [İnsanlar dünyada amaçlarına ulaşabilmek için uygun örnek ve rehberler edinirler, bunların yollarını izleyerek, tavsiyelerine uyarak hareket edip istediklerini elde etmeye çalışırlar. Allah'a iman edip O'nun rızasını isteyen, âhirette lutfedeceği emsalsiz nimetlere mazhar olmayı uman ve daima Allah sevgisiyle yaşamak isteyen insanlar için eşi bulunmaz örnek, O'nun sevgili kulu, elçisi, rahmeti, şahidi, müjdecisi, davetçisi ve ışığı olan Muhammed Mustafa'dır. Hendek Savaşı'nda müminler, Hz. Peygamber'i örnek almışlar, ona itaat ederek dünyada önemli bir zafer kazanmışlar, âhirette ise büyük bir ödülü hak etmişlerdir. Ancak onun örnekliği yalnızca Hendek Savaşı'ndaki davranışlarında değil müminlerin bütün hayatlarında geçerlidir. Onun yaptıklarını yapmanın, izinden gitmenin hükmü üzerinde durulmuş, ortaya üç görüş çıkmıştır: 1. Onu örnek almak farzdır, aksine bir delil bulunmadıkça her yaptığı yapılmalıdır. 2. Onun örnekliği, aksine bir delil bulunmadıkça müstehaptır (tavsiye edilmiştir). 3. Dini konularda birincisi, dünya işlerinde ikincisi doğrudur. Bize göre başta Kur'an olmak üzere diğer deliller ve karîneler de göz önüne alınarak her fiili ve sözü ayrı ayrı değerlendirilir, bağlayıcı olup olmadığı tayin edilir. Genellikle tefsir ve fıkıh âlimleri de böyle yapmışlardır.]
Sayfa 419Kitabı okudu
''وتوكل على الله وكفى بالله وكيلا'' ''Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter'' Ahzab Suresi 3. Ayet
Reklam
Evlilikleriyle ilgili olarak Kur’an’da yer alan ayetler de bu doğrultudadır. Bunlardan biri dörtten fazla kadın almak konusundadır. Kur’an’a, Nisa Suresi’ne koyduğu bir ayetle, Müslüman erkeklerin dört kadından fazlasıyla evlenmelerini yasaklamışken (Nisa Suresi, ayet 3), kendisini bu sınırlamayla bağlı kalmamak üzere Ahzab Suresi’ne ayetler koymuştur. Bu ayetlere göre, Tanrı’nın “ganimet olarak” verdiği kadınlar ve elinin altında bulunan cariyeler kendisine helal kılınmış olmaktadır (Ahzab Suresi, ayet 50). Nitekim aynı zamanda evli olduğu karılarının sayısının dokuz ya da on bir olduğu anlaşılmaktadır. Fakat, bir de ayrıca sırf kendisine “mahsus”-olmak üzere bir ayet koymuştur ki, o da mehir vermeden evlenebilme imtiyazıdır. Başkalarına, az da olsa mehir verme zorunluluğunu yüklediği halde, kendisini, Tanrı’ndan geldiğini söylediği vahiyle, bu zorunluluktan uzak kılmıştır. Güya Tanrı bu imtiyazı Muhammed’den başka hiç kimselere tanımamış ve şöyle demiştir: “...Bir de kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık)...” (Ahzab Suresi, ayet 50).
"Allah'a güven. Vekil olarak Allah Yeter." Ahzâb Suresi 3. Ayet
Allah’a güvenip dayan. (Ahzâb süresi-3.ayet)
Allah'a güven;güvenip dayanmak için Allah yeter. Ahzâb Suresi -3
Reklam
Ahzâb Suresi 3. ayet
O hâlde Allah’a tevekkül et! Çünki vekîl olarak Allah yeter! وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِؕ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَكٖيلاً ﴿٣﴾
Sayfa 417Kitabı okudu
Selam olsun o şehitlere
Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda can vermişti, kimi de şehitliği beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde sözlerini değiştirmemislerdir. ( Ahzab süresi/ 23. Ayet)
AHZAB SURESİ 21. AYET
21. İçinizden Allah'ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah'ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah'ta güzel bir örneklik vardır. [İnsanlar dünyada amaçlarına ulaşabilmek için uygun örnek ve rehberler edinirler, bunların yollarını izleyerek, tavsiyelerine uyarak hareket edip istediklerini elde etmeye çalışırlar. Allah'a iman edip O'nun rızasını isteyen, âhirette lutfedeceği emsalsiz nimetlere mazhar olmayı uman ve daima Allah sevgisiyle yaşamak isteyen insanlar için eşi bulunmaz örnek, O'nun sevgili kulu, elçisi, rahmeti, şahidi, müjdecisi, davetçisi ve ışığı olan Muhammed Mustafa'dır. Hendek Savaşı'nda müminler, Hz. Peygamber'i örnek almışlar, ona itaat ederek dünyada önemli bir zafer kazanmışlar, âhirette ise büyük bir ödülü hak etmişlerdir. Ancak onun örnekliği yalnızca Hendek Savaşı'ndaki davranışlarında değil müminlerin bütün hayatlarında geçerlidir. Onun yaptıklarını yapmanın, izinden gitmenin hükmü üzerinde durulmuş, ortaya üç görüş çıkmıştır: 1. Onu örnek almak farzdır, aksine bir delil bulunmadıkça her yaptığı yapılmalıdır. 2. Onun örnekliği, aksine bir delil bulunmadıkça müstehaptır (tavsiye edilmiştir). 3. Dini konularda birincisi, dünya işlerinde ikincisi doğrudur. Bize göre başta Kur'an olmak üzere diğer deliller ve karîneler de göz önüne alınarak her fiili ve sözü ayrı ayrı değerlendirilir, bağlayıcı olup olmadığı tayin edilir. Genellikle tefsir ve fıkıh âlimleri de böyle yapmışlardır.]
Sayfa 419Kitabı okudu
294 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.