Niçin bir insanı doğrusuyla yanlışıyla kabullenemiyoruz acaba?
Sahte alıntı paylaşmaktan nasıl bir haz alır insan? Kimi zaman uzun uzun düşündüğüm olmuştur. Yazarın adını lekelemeye, asılsız sözlerle yaftalamaya, belki de kendi dünya görüşüne zıt olan bir fikre aidiyet duygusu yüklemeye kimin ne hak vardı? Cidden merak ediyorum: By, bayan edebiyat dolambaççıları! Özlü bir sözün sahibi ya bellidir, nettir ya
Cimrilik, kaybetme korkusundan ve güvensizlikten doğar ve zamanla insanın kişiliğine bile dönüşür. Çoğunlukla köklenemeyen, aile içinde aidiyet ve güven duygusu hissetmeyen, her an her şeyin kaybedilebileceği korkusuyla büyüyen ve yalnızlığı bir tehdit olarak öğrenen, çoğunlukla sevgisiz büyüyen çocuklar, büyüdüklerinde kendilerini güvende hissetmek için cimrileşirler. Sahip oldukları her şeyi tutmak saklamak ve paylaşmama yoluna giderler...
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Geçmişimizden aşina olduğumuz duyguları uyandıran kişilere çekim hissederiz. Çünkü bilmediğimiz iyi bile olsa korkutucu ve yabancı gelir. Aşina olduğumuz ise kötü bile olsa aidiyet hissi ve sahte bir güven duygusu verir.
İnsan ne ister?
İnsan dünyayı keşfederken ve dünyaya dair merakını dindirirken, aslında kendini keşfeder. İstediğimiz her şeyi elde ettiğimizde değil, hala bir hayalimiz olabildiğinde mutluyuz. İnsan ait olmak ister. Bu aidiyet duygusu yaşadığı yere değildir; hayallerine, beklentilerine, beklediklerinedir... Bir işe yarayabildiğini hissettiğinde mutlu olur, en çok da başka insanların hayatlarına olumlu anlamda dokunabildiğinde. Ne zaman ki vaktimizi sıkıldıkça öldürmeyi değil, yavaşlayıp sakinleşip değerlendirmeyi öğreniriz, işte o zaman huzur gelir. Haz dediğimiz anlık ya da üç beş dakikalık gelip geçici bir duygudur. Mutluluk dediğimiz yaşarken hissetmediğimiz, çoğu zaman geçmişi gözden geçirirken ''aslında o vakitler ne kadar mutluydum'' diye bir anıya, bir ana dair yorum yaparken hissettiğimiz bir duygudur. Ama huzur, insanın buldu mu içindeki sükuneti sağlayan, çehresine bir tebessüm olarak yansıyan, insanın yaşadığı her anı bir zevke dönüştüren bir duygudur. Bu yüzden insan huzurun peşinden gitmelidir, hazzın ya da mutluluğun değil. Nasıl huzurlu olabileceğini keşfedebilirse şayet, mutluluk ve haz da bununla birlikte gelecektir. Herkesin hayatı biriciktir, kişiliği ve hayattan bekledikleri başkadır. Birinin mutluluğu diğerinin hayalidir. Ama şunu unutmamak gerek, sahip olunca mutlu oluruz zannettiğimiz şeyler o gün geldiğinde mutluluk vermeyebilir. Bu yüzden insan az ile yetinmeyi bilirken, daha çoğu için çabalamaya devam etmelidir. Her daim varacağımız yer değil, yolda kalmamızdır bu hayatı yaşanılır kılan. Varacağımız yer eninde sonunda ölümdür. İyiliğimizle toprağın altına gidebilenlerden olalım.
95 syf.
9/10 puan verdi
KendimiBUTİMÂR KUŞU GİBİ HİSSEDİYORUM(her zaman değil tabii)
Hiç tanımadığınız bir insana hem merhamet duyup hem de ürktünüz mü?.. Eğer böyle bir karmaşa duygu çorbası içmek isterseniz Kör Baykuş adlı kısa roman okunası bir kitap.. Bazı romanlar vardır yazarından bağımsız okunamaz ve değerlendirilemez tıpkı Sadık Hidayet’in Kör Baykuş romanı gibi.. Sadık Hidayet;Modern İran Edebiyatının önde gelen
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Nora Yayınları · 201828.7k okunma
Birini sevdiğimiz ve karşılığında sevgi gördüğümüz zaman, sanki biz ve sevdiğimiz kusursuz bir birlik oluşturuyormuş­çasına bütün hissederiz. Aşkın her insanın hissettiği yalnız­lığı alt edeceği inancı vardır. Var olan bu aşk diğer her duy­guyu aşar ve o zamana kadar bildiğimiz her şeyin ötesine geçen bir aidiyet duygusu verir. Adeta bir sarhoşluk durumu­dur ama bu öyle bir sarhoşluktur ki kendisiyle birlikte ger­çek anlam hissiyatı da gelir, öyle ki diğer tüm sarhoşluklar bu anlamın soluk ikameleridir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.