Kimlik, kültür, değer ve ahlak gibi kavramlar dini bağlamlarından koparılarak “dilin sekülerleşmesi' sağlanırken aynı zamanda yeni bilinçler, yaşam tarzları ve politikalar üretilmektedir. Böylece dinsel görünen bakış açılarını kullanarak cazibe merkezi hâline gelen filmler, artık seyirciyi kolaylıkla ikna edebilmekte ve sunduğu tercihleri istediği yönde benimsetebilmektedir.“ Örneğin *'Wall-E, Kayıp Balık Nemo, Yukarı Bak, Aslan Kral, Ejderhanı Nasıl Eğitirsin, Shrek, Katatouille Oyuncak Hikâyesi, İnanılmaz Aile, Sevimli Canavarlar! animasyon filmlerinde bir taraftan çevreyi koruma, azim ve çalışkanlık, girişimcilik ve yaratıcılık, işbirliği yapma, saygılı ve hoşgörülü olma, dürüst ve güvenilir olma, empati, sorumluluk, merhamet, cesaret, sadakat, fedakârlık, yardımseverlik gibi çok önemli değerler seyirciye sunulurken;9 diğer taraftan filmlerin geneline hâkim olan seküler anlatılar, özellikle çocuk seyircilerin tüm bu değerleri din dışı bir bağlamda alımlamalarına yol açmaktadır. Bundan dolayı bu tür filmlerden seyircinin dini açıdan önemli bir kazanım elde edebileceğini düşünmek pek mümkün görünmemektedir. Zira filmlerde sunulan değerlerin hiçbirisinin dini bağlamı olmadığı, aksine onların hümanist bir yaklaşımla inşa edildiği görülmektedir. Ayrıca gösterilen birçok olumsuz durum, söz konusu değerlerin verilmesi sebebiyle önemsenmemektedir. Dolayısıyla bu filmlerde yer alan değerler, aslında seküler bir aldatmacanın aracı olarak kullanılmaktadır.