Hiçbir şey, dünya üzerindeki hiçbir şey, umutsuzluğu, tamamen kendini bırakmışlığı ve hâlâ nefes alan bir ölü olma halini, yağmurun altında hareketsiz, cansız ve hissiz bir halde oturan, birkaç adım atıp kendini yağmurdan koruyacak bir çatının altına girmeye bile mecali olmayan, kendi varlığına dahi kayıtsız hale gelmiş bu adam kadar çarpıcı bir şekilde anlatamaz. Hiçbir heykeltıraş, hiçbir şair, Michelangelo ya da Dante dahi bu umutsuzluğu, bu çaresizliği, üzerine boşanan yağmura aldırmayan, kendini sakınmak için tek bir hareket yapmaya bile dermanı olmayan bu kanlı canlı adam kadar etkileyici ve çarpıcı bir şekilde tasvir edemez.