Aisopos, çirkin ve kekeme olmasından dolayı çevresinin hor davranışlarını, zekâsını olağanüstü kullanarak alt etmeyi başarıyordu. Bir gün efendisinin eve gönderdiği taze incirleri diğer hizmetkârlar yemiş ve kendisini savunamayacağı düşüncesiyle suçu Aisopos'un üzerine atmıştı. Suç işleyen köleleri acımasızca cezalandıran efendiler döneminde bu ağır bir suçtu. Aisopos kendisini savunmak yerine cezasının sadece birkaç dakika ertelenmesini istedi. Bu isteği kabul edilince koşarak ılık bir kap su getirdi ve içtikten sonra midesindekileri çıkarmak için parmağını boğazına götürdü. Ancak midesinden içtiği sudan başka hiçbir şey çıkmadı. Kekeme olduğundan dolayı anlatamamak, dinlenmemek gibi riskler yerine direkt ispatı seçmişti. Sonra eliyle diğer hizmetkârları işaret ederek onların da aynısını yapmalarını diledi efendisinden. Herkes şaşırmış ve biraz sonra incirleri kimlerin yediği ortaya çıkmıştı.
Elma YayıneviKitabı okudu
Şairlerin, yazarların neden serseriler takımına dahil edilmediğini anlamıyorum. Aisopos serseriydi; Homeros dilenciydi; Mercurius hırsızdı…
Sayfa 91 - GringoireKitabı okuyor
Reklam
Alışkanlıklar, bırakılmazlarsa, zamanla ihtiyaç haline gelirler." (St. Augustine) "Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif sonra kırılmayacak kadar güçlü olur." (Benjamin Disraeli) "Alışkanlıktan daha büyük bir şey yoktur." (Ovidius) "Hiç kimse bir alışkanlığa veda etmek cesaretini gösteremez." (Balzac) "İlk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki, zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz." (Aisopos) "İnsan alışkanlıklarının çocuğudur." (Ibn-i Haldun) "Madem ki alışkanlıklar, hayatımızın en ileri gelen hakimleridir, öyle ise ne yapıp yapıp iyi birini edinmeye çalışmalıyız." (Francis Bacon) "Tilki, derisinden vazgeçer de, alışkanlıklarından vazgeçmez." (Suetonius)
Boburlenmek Üstüne
Aisopos:" Sineğin biri araba tekerleğinin dingiline konmuş, amma da tozuttum ha! Demiş".
Günaydın güzel kardeşlerim
Zekâsıyla şehrini istiladan kurtaran Aisopos, nihayet özgürlüğünü elde etmişti. O dönemlerde ülke kralları bir­birlerine karşılığı yüklü paralar olmak üzere, bilmeceler gönderiyorlardı. Aisopos’un keskin zekâsını işiten Babil Kralı Lycerus, onu yanına alarak önemli ölçüde kazanç ve şöhret elde etmişti. Aisopos’un bir süre sonra seyahat etme isteği iyice ağır basmıştı. Yunanistan’a doğru yola çıktığında konakladığı şehirlerin birinde uğradığı bir iftira sonucu uçuruma atıl­ma cezası alan bu farklı adamın yaşamına son verildi.
Akıllı adam. Ezop 'un yazarı
. Bir gün efendisinin eve gönderdiği taze incirleri diğer hizmetkârlar yemiş ve kendisini savu-namayacağı düşüncesiyle suçu Aisopos’un üzerine atmış­tı. Suç işleyen köleleri acımasızca cezalandıran efendiler döneminde bu ağır bir suçtu. Aisopos kendisini savunmak yerine cezasının sadece birkaç dakika ertelenmesini iste­di. Bu isteği kabul edilince koşarak ılık bir kap su getirdi ve içtikten sonra midesindekileri çıkarmak için parmağı­nı boğazına götürdü. Ancak midesinden içtiği sudan baş­ka hiçbir şey çıkmadı. Kekeme olduğundan dolayı anlata-mamak, dinlenmemek gibi riskler yerine direkt ispatı seç­mişti. Sonra eliyle diğer hizmetkârları işaret ederek onların da aynısını yapmalarını diledi efendisinden. Herkes şaşır­mış ve biraz sonra incirleri kimlerin yediği ortaya çıkmıştı. Köle ticaretinden dolayı Aisopos’un da içinde bulun­duğu köleler başka bir şehre götürülüyorlardı. Kervanda bulunan diğer köleler, boyu kısa ve çelimsiz olduğundan Aisopos’a yük vermek istemediler. Ancak o bunu kabul et­meyince istediği yükü seçme hakkını tanıdılar. O da gidip ekmek sepetinin olduğu yükü kavradı. Diğer köleler ağır bir yük seçtiğini söyledilerse de o dinlemedi. Fakat doğru karar verdiğini birkaç gün sonra anladılar. Her öğünde ye­nen ekmekler giderek azalmaya ve yük hafiflemeye baş­lamıştı. Bu seçim diğer kölelerde hayranlık uyandırmıştı.
Reklam
Tehlike anında seni yalnız bırakanlarla sakın dost olma..."
Duyarsızlaşırız.
İlk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki, zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz. Aisopos
Keçi bir gün evin çatısına çıkmış, aşağıdan geçen kurda küfretmeye başlamış. Başını yukarıya çeviren kurt, "Bu sözleri sen değil bulunduğun yer söylüyor" diye cevap vermiş.
Sayfa 51 - Masal bazı insanların konumlarına güvenerek kendilerinden üstün olanlara küstahça davrandıklarını vurgulamak istiyor.
Üstad yine sözünü esirgememiş:)
Kel bir adam, Diogenes'in görünüşüne gülmüş, onunla alay etmiş. Bunun üzerine filozof, "Ben de senin olmayan saçlarınla dalga geçebilirdim ama yapmıyorum. Tersine, böyle sefil bir kafayı terk ettikleri için onları tebrik etmek isterdim" demiş.
Sayfa 47
Reklam
Herkes için ne dendiğini merak edip de öğrenmeye kalkışanların başına büyük belalar gelir.
Resim