Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İZİN GÜNÜNDE UYUMA Bugün başkalarının içinde dolaşmıyorum. İzin günüm ama benim içime örümcek girmiş. Ağzım açık uyumaktan şikâyet etme sebebim sadece güzel bir melek gibi görünmediğimden değil. Örümcekler giriyor açık ağzımdan, bütün gün dolaşıp hayallerimi bile karıncalandırıyorlar. İnsanlar kaç tanrıya inanır? Tanrının insana oranı nedir? Ve
Aklın Celladı Tedirginlikle girdiğim bu odaya, aitlik duygumu yitirmişliğin verdiği acıyla bağlı kalacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Çevrede gördüğüm insanlara ve bu ölü renklere katlanabilmek onca problemin içinde başka bir sorun yaratıyor bana.Canım sıcak bir kahve istiyor. Sigara ve kitaba gereksinim duyuyorum. Kim bilir kaç gece uykusuzlukla baş etmek zorunda kalacağım. Kaç gece deliliğime daha çok delilik katacağım ? Sorsanız bana, kimsenin benim hakkımda gerçek bir bilgiye sahip olmadığını söylerim. Bakışlarında bile şefkat sezinlediğim insanlardan nefretle uzaklaşıyorum. İstediğim şey ilgi değil ki. Acınası bir durumda olduğumu hissettirdikleri sürece aynı duyguyla yaklaşacağım onlara. Ve sevme yetimi doğaya bağışlayacağım. Ilık bir yaz akşamı gökyüzünü izlerken acılarımdan arınacağım. Öykü; Selvihan Kadıoğlu
Reklam
433 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap, babasınla olan ortak özellikerini araştırmak amacıyla yola koyulmuş bir adamın tanıştığı kültürü, edindiği bilgileri konu alıyor. Ariel Sabar, babasının yaşatmaya çalıştığı dili, kültürü belli bir yaşa geldiği zaman araştırmaya başlamış ve bu uğurda yok olup gitmeye başlayan bir kültürle tanışmıştır. Kitabında toprak duygusunu, aitlik hissini, geçmişi tatmış olan Sabar, bu zamana kadar uzak kalmaya çalıştığı bu değerlerin ne kadar önemli olduğunu babasının takdire şayan öyküsünde belirtmiş. Edinilen İzlenimler ; 1- Kitabın başlarındaki dili tanımlamak, kitabın konusuna değinmek için yazılan tanım yazıları ve araştırmaların sonucundaki öğrenmenin verdiği şifreli özel cümleler korkutmuştu. Fakat sonraki bölümlerde roman şeklinde devam eden öykü beni yatıştırdı. 2- Kitabın ortasındaki, bilgi vermek amacıyla yazılan bilgiler, o konu hakkında bilgi edinmek istemeyen biri için sıkıntı yaratabilir. Şayet ben de öyle oldu. 3-Kitap tamamiyle eğitici. Aram diye bir dilin olduğunu bilmiyordum, Abraham IBN - EZRA diye bir dilbilimcinin olduğunu da. Yahudi kürtlerin olduğunu da bilmiyordum. 4- Kitabın akıcılık yönü de bir başka. Her sayfa bir diğerini okumanız için zemin hazırlıyor. Bazı, baba ve çocuk arasındaki ilişkiyi ya da aile ve çocuk arasındaki ilişkiyi anlatmak için gözü çekiklerin -tanımımı mazur görün, çinli mi, japon mu, koreli mi anlayamıyorum- yaptıkları özel videolar vardır. Onları nasıl öneriyorsam, bu kitabı da öyle öneriyorum. Konuları kısmen benzer.
Babam ve Ben
Babam ve BenAriel Sabar · Etna Yayıncılık · 201086 okunma
312 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Sarah Jio tarzını sevenlerin yine severek okuyacağı bir kitaptı. Klasik bir Sarah Jio anlatımı ve kurgusunun hakim olduğu kitapta yazar yine değişik bir konu bulmayı başarmış. Böylece kitaplarındaki anlatım hep geri dönüşlerle anlatılıp tekdüze gibi görünse de her kitabındaki konularının farklı dönemlerden, hikayelerden seçilmiş olması hepsini birbirinden farklı kılıyor. Yeşil Deniz Kabuğu sevgiyi, aşkı, hüznü, mutluluğu bir arada okuyucuya sunuyor. Çok sevip sonradan bilinmezliklerle kaybettiğiniz birini yeniden bulmanın, ona kavuşmanın sevincini, yürekten sevip hissetmenin, bağlılığın, aitlik duygusunun verdiği huzuru Sarah Jio size samimiyetle aktarıyor. Gerçek hayatın içinden çok tanıdık ve yaşanabilir gelecek bu hikaye karşısında kendinizi siz de benim gibi "acaba ben olsam ne yapardım?" diye düşünürken bulabilirsiniz. İyi okumalar...
Yeşil Deniz Kabuğu
Yeşil Deniz KabuğuSarah Jio · Pena Yayınları · 201511,1bin okunma
Havanın kokusunda, göğün sonsuzluğa uzanan boşluğunda, ormanın ve dağların haşmetinde, her şeyde buraya has bir yalnızlık, kendine aitlik vardı.
"Balım’ın gözleri kocaman açılmıştı. “Sen beni abimden mi kıskanıyorsun?” “Evet.” “Neden?” “Çünkü sana her ‘bir tanem’, ‘bebeğim’ dediğinde çıldırıyorum. Sana her ‘Balım’ deyişinde aklımı kaybediyorum. İsmindeki o aitlik eki olan son harf beni çıldırtıyor. Herkes sana öyle seslenirken sanki ‘benim’ demeye çalışıyor ve hepsini oracıkta boğazlamak istiyorum.” “Abimi de mi?” “Abini de!”
Reklam
280 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
#kitapyorumu #yorum AŞK OLSUN - YELDA CUMALIOĞLU Öncelikle yazarımızla ilgili kısaca bilgi vermek istiyorum .Yelda Cumalıoğlu yazar, gazeteci ve aynı zamanda @destekyayinlari nın da kurucusu.. Kitabın ilk sayfalarında biraz garipsedim yazılanları .daha sonra konuları ve her konuda bilindik kitap , yazar, masallar , hikayelerden bahsetmesi inananın içimi ısıttı. Konu genelde toplumda yaşanan ya da bir çoğumuzun başından geçen olayları ele almış. Örneğin aldatan ve aldatılan kadınların zaferlerinden, kaybettiklerinden....aşık olmanın sadece dokunmak ya da kavuşmak olmadığını, aşırı sevgi ve aitlik duygusunun getirileri ve götürdüklerinden bahsetmiş yazarımız . Yani kitap aşk, başarı, güç, mutluluk kısacası hayatla ilgili halkında doğruluğuna yürekten inandığımız yanlışlarla yüzleştiriyor bizi .. Bu kadar anlatım yeter değil mi ????? ☺️☺️☺️☺️ kitabın devamını ve içindeki hikayeleri merak ediyorsanız almanızı tavsiye ederim ☺️
Aşkolsun
AşkolsunYelda Cumalıoğlu · Destek Yayınları · 201343 okunma
sevmek bir bakıma aitlik oluyor işte, kendine bile ait değilken...
Anneden kızına yeraltı suları akıyordu. Kadından kadına akan incecik nehirler. Erkekler görmüyordu o nehirleri. Bir tek sen, bir gün, aniden, annene ait olanların yıllarca akıp en nihayetinde kıyında biriktirdiği alüvyonu gördüğünde anlayacaktın bunu. Önce çok şaşırıp sonra sevinecektin bir şeyin devamı, bir şeyin geriye kalanı, bir şeyin birikeni olduğuna.Aitlik duygun depreşecekti içinde bir yerde. Ve asla atamayacaktın o yoğurt kaplarını bir gün lazım olur diye.
Sayfa 14 - SEL YayıncılıkKitabı okudu
İnsanın kontrol etmekte zorlandığı şeylerin başında fiziksel açlıklar gelir. Yeme içmeye ve cinsel açlığa sabır göstermekte zorlanırız. Danışanlarımın çoğunda bu açlıklardan oluşan ve yönetemedikleri için meydana gelen öfke ve stres sorunları vardır, çünkü çoğu insan duygusal açlığını doyuramadığı için, fiziksel tokluktan abartıya gidiyor. Örneğin sevilme ihtiyacı karşılanmamış olduğu için çok fazla yemek yiyip kilo alan ya da aitlik duygusu gelişmemiş olduğu için, cinsellikle başka bedenlerde aitlik bulmaya çalışanlar gibi.
Reklam
Kerem Bilaloğlu
Mahalleye çıktığında sokağın öbür ucundan sesi gelen bir bozacı, belli ki bu soğukta sığınıcak hiç bir yeri bulunmadığı için hemen kapının merdivenlerinin altına sığınmış bulunan siyah, kuyruğundan başlayıp başının üstüne kadar ara ara beyazlık bulunan ve başının hemen sağ arka çaprazında sonsuzluk işaretine benzer bir leke bulunan, gözleri sap
Oha faule bak
Bazen çok güzel bir kız girer hayatına (yüzünden,fiziğinden bahsetmiyorum güzel derken). O başka bir güzelliktir herkes göremek. Sen seviyorsun diye takımının on birini bile ezbere bilir, ofsaytı öğrenir."oha faule bak" der. İşte sonra bakıyorsun, kız rasmen sana benzemeye başlıyor. O senin için yaşarken sen onun için yaşayamıyorsun. İlişki devam ediyor ve ondan iyisini aramak saçma geliyor. Bazen ağlıyor senin için ,kıyamıyorsun, sevmek bir bakıma aitlik oluyor işte, kendine bile ait değilken.... Bazen sırf o seviyor diye ona benzeriz. Ahmet BATMAN
355 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öncelikle kitap da "zenci" kelimesi sıkça kullanıldığından bu konuya değinmek isterim. Bildiğiniz üzere "zenci" kelimesi ırkçılık taşıyan bir kelime olmayıp Arapça da "zenc" yani siyah anlamına gelen ve 'i' aitlik ekini alan kelime Türkçe'de siyahi anlamına gelmektedir. Kitapta ise "negro" kelimesi yerine
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201471,7bin okunma
1.041 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.