Sümeye Akar

Sümeye Akar
@akarsumeye
İçimiz hep bir hoşçakal ülkesi..
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 15 days
"Öyleyse ben onların gittikleri yerde olacağım, baktıklar yerde duracağım. En fazla da yarattığın şu kadının gözlerinin derinine, dudaklarının kıvrımına, saçlarının arasına, tenine, bedenine, endamına kurulup oturacağım. Onda seyrettireceğim kendimi. Seni seyrediyor zannederken bana dönecekler. Sana gittiklerini zannederken bana
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202112.4k okunma
Reklam
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 15 days
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu
8.3/10 · 12.4k reads
Toprağın hiçbir yeri bana ait değildir. Gezer göçerim. Kalmam, uğrar geçerim. Kök salmam. Çünkü hiçbir yere ait değilim. Bilirim ki kalıcı değil geçiciyim, sahip değil misafirim. Sabit değil iğretiyim.
Sayfa 293Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
...Oğulcuğum, ölüm her nefiste bir kıyamettir. Ama yine de ölmeliyiz. Ölmezsek hepimiz ölümsüzlüğe kalkışabiliriz. Oğulcuğum, geçiyorken uğradık biz, bu dünyaya kalmaya gelmedik ki. Kulluk kaydıyla indik, saf hazla mutlu olmak için değil ki. Çetin bir sınanmanın ortasındayız. Örselenmemiz incinmemiz bu yüzden. Ama seni Allah'ın yarattığının, kalman için değil geçmen için bu dünyaya saldığının, bir gün mutlaka ama mutlaka ona dönücü kılındığının sen de farkındasın.
Sayfa 243Kitabı okudu
Her nimete kendi cinsinden şükür yapmak gerekir. Mal nimetinin şükrü ondan Allah yolunda harcamaktır/infaktır. Beden nimetinin şükrü, onu Allah yolunda terletmektir. Evlat nimetinin şükrü onları Allah'ın memnun ve razı olacağı bir şekilde yetiştirmek ve istihdam etmektir. Peki, Efendimiz (sav) gibi bir nimetin şükrü nasıl eda edilmelidir? Elbette O'nun gibi bir nimetin şükrü, O'nu hakkı ile sevmek ve bu sevginin gereklerini yerine getirmeye gayret etmektir. İşte bu sebepten dolayı diyoruz ki: Efendimizi sevmek, O'nu bize bir nimet olarak bahşeden Rabbimize gerçek manada şükür edebilmemizin bir gereğidir.
Reklam
Dünyanın da insanoğlu üzerinde hakkı vardır
Unutma, diye başladı: Her şey senin için yaratıldı ama dikkat et sen her şey değilsin. Dünya boyun eğicidir ama sen zalim efendi değilsin. Yeterli sayıyorsun kendini kendine. Oysa hiç yeterli değilsin. Muhtaçin, ihtiyaçsız değilsin. Her şey senin emrinde doğru, ama Amirliğe kalkışma. Bil ki kalıcı değil geçicisin, sahip değil misafirsin. Sabit değil iğretisin. Her ne ki var sende, ödünçtür, senin sanma. Şımarma. Yarı kısmın topraktır. Toprağı horlama. Dünyadan, yerine koyduğundan daha fazlasını alma. Onun dengesini bozma. Uyumuna musallat olma. Gülün rengiyle, sütün tavıyla oynama. Karıncanın yolunu kapama, kırlangıcın yuvasını bozma, yılanın dişini kanatma. Pınarların, nehirlerin, ince suların kurumaması için çaba sarf et. Göz kulak ol emanete. Bozma kıvamını, aldığın gibi iade et. Hava-toprak-ateş-su da insandan alacaklıydı. Bitkinin ve hayvanın, dağın, taşın ve börtü böceğin, yaralı kedinin, hasta leyleğin, yırtıcı parsın, dayanıklı devenin de insan üzerinde hakkı, insandan razılığı vardı.
Sayfa 197Kitabı okudu
136 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Aşk , gönlün zekâtıdır...
Fatih Duman
Fatih Duman
Ene 'Sus Ey Nefsim'
Ene 'Sus Ey Nefsim'
ile tanıdım yazarı çok sevdim o yüzden kitaplarını okumaya devam etme kararı aldım. Kitaba kötü desem haksızlık etmiş olurum fakat öncesinde
Ene 'Sus Ey Nefsim'
Ene 'Sus Ey Nefsim'
yi okuduğum için beklentimi karşılamadı.. İstanbul'u bir de Benjamin (Bünyamin)den dinlemek ayrı bir güzeldi. Çünkü Benjamin bir yabancı, İstanbul'u ve İlahi aşkı dışardan bir gözle dinlemek başka bir tad veriyor. Telli Babayı hepimiz çok duymuşuzdur fakat buradaki Telli Baba çoğumuzun duyduğu gibi değildir; Hayali aşkını ilahi aşkla sonlandıran asıl adı Abdullah, sevdiğinin saç telini boynuna asamadığı için kendi saç telini boynunda taşımak zorunda kalan kendisine telli denilen bir adamın hikayesi. Hikayenin güzelliğini belirleyen asıl sahibi kadar anlatani da çok önemliydi ondandır ki beni telli babadan çok Benjamin etkiledi... Benjamin; "Boynumdaki haçı vermiştim. Aşk uğruna dinimden mi vazgeçmiştim şimdi ben? Bir başkasının aşkı için kendi inancımı mı terk etmiştim? Bilmiyordum. Sadece karşı kıyıya gördüğüm bir rüyayı tashih etmeye, aşkı kendi kendime arif etmeye ve gönlümü bir an olsun teskin etmeye gidiyordum. Aradığım neydi bilmiyordum, ama gidiyordum. Geceydi, İstanbul çok güzeldi, ben hüzünlüydüm ve Abdullah ölüydü. Ve ben bir ölünün hikâyesi uğruna bilmediğim bir yolda, inanmadığım bir şey uğrunda gidiyordum..."
Dem
DemFatih Duman · Nesil Yayınları · 20171,887 okunma
Deniyordu ki: Halifesin, dikkat et egemen değilsin. Tanrı'dansın, Tanrı değilsin. Manzursun nazar değilsin Sadece yerini tutansın. Kendisi değilsin. Kutsal nefesten üflendi sana. Kendini kutsal nefes sanma Ruhumdan, denmiş. Ruhum, denmiş sanma. Bir şeysin, ama kendini her şey zannedip de aldanma Varlık nedenini unutma. Senin haddin buraya kadar. Haddini bil. Ötesine kalkışma.
136 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Dem
DemFatih Duman
8.2/10 · 1,887 reads
Dünya mi bize biz mi dünyaya aitiz?
Tuhaf şeyfi bu ölüm, ölüm tuhaf şeydi. Dünya aynı dünyaydı, aynı yerdeydi, öylece duruyordu işte. Lakin insanlar yoktu bir var oluyordu bir yok oluyorlardı. Gece ile gündüz gibi. Gündüzleri güneşi görüp çıkıyordu insanlar meydana, geceleri yok oluyorlardı ve ertesi sabah başka insanlarla açıyordu gözlerini dünya. Ne şaşılacak şey ki; bu tek gece kaldıkları hanı kendilerinin sanıyordu insanlar. Bu dünya mi insanlarındı yoksa insanlar mi bu dünyanın?
Reklam
Bu insanların arasında bir başka gözle gördüm ben ölümü ya da bir başka gözle baktım. Öleni bir başka gözle gördüm, mezarı bir başka gözle, toprağı bir başka gözle... Onlar ölüm meleğiyle doğuştan nişanlanmış insanlar ve düğün gününü bir müjdeymişçesine bekleyenleri var. Ölüm ölmeyen tek gerçek sanırdım buraya geldiğim andan evvel, oysa ölümün öldüğü yerler de varmış. Ve insan hep bilmediğinden korkarmiş.
Ey kari! "Aşk olsun." diye dua etmek istiyorum sana. Lakin kazara duamın kabul olmasından korkuyorum. Zira aşk dedikleri can yakıyor. Canın yanmasın istiyorum.
Öyleyse birine kitapla çok şey anlatılabilir.
Kitaplar, insanları daha kolay ikna eder. Zira karşılıklı konuşmada nefis devreye girer ve kişiyi yanlışını savunmaya iter. Ama kitabı okuyan kişi bu gerginlikten uzak, dingin bir kafayla, tahlil ederek, anlamaya çalışarak konuyu okur. Toplumsal değişimin gerçekleşmesinde kitapların çok büyük bir payı vardır..
430 öğeden 136 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.