Bilimkurgu-Çizgiroman ve Manga Etkinliği kapsamında yapacağım ikinci incelemem olacak. Fahrenheit 451 ile sınırları zorlayacağız. Etkinlik Linki: ---->>> #28996895
Dün gece inceleme yazarken Denise Kirby'nin aynı adlı romanından uyarlanmış olan “The Bookshop” filmini keşfettim. İnceleme yazmayı bıraktım ve hemen filmi açtım. İlk
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon)
8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir
“Milletimizin zalim olduğu iddiası da sırf iftiradan, baştan başa yalandan ibarettir. Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir. Hatta denilebilir ki, başka dinlere mensup olanların dinine ve milliyetine riyetkar olan (saygı gösteren) yegâne millet bizim milletimizdir.”
–
Yazarın okuduğum 2.kitabıydı. Daha önce Kadın – Erkek Beyni kitabını okumuştum. Dili akıcı ve sürükleyiciydi. Yazarın derdinin salt bir roman yazmak olmadığını hepimiz biliyoruz. Nörobilim uzmanı olan yazarımız bu bilim dalıyla ilgili teknik terimleri harmanlayarak bize bir roman yazmış. Sürükleyici bir romanın yanında bu terimleri bize öğretme,
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon)
8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir
Toplumsal komplo kuramı... Tanrı'yı bırakıp sonra da, "Tanrı'nın yerinde kim var şimdi?" diye sormaktan kaynaklanır.
KARL POPPER (s.817)
______
Foucault Sarkacı, Umberto Eco’nun 1988 yılında yayınlanan romanıdır. Sekiz yıllık çalışmanın, derin bir araştırmanın ve iki bin ciltlik uzman bir kitaplığın ürünü olan bu dev eserde Eco,
Türk Edebiyatının Gamlı, Lirik ve Nostaljik Prensesi:
Tezer Özlü
(10 Eylül 1942 – 18 Şubat 1986, Yaş: 43)
Tezer Özlü’nün aile hayatını, çocukluğunu, yaptığı üç evliliği, intihara olan eğilimini, manik-depresif tanısı ve hangi yabancı yazarlardan ilham aldığını, neden sürekli intihara öykündüğü bilinmeden yapılan bir ‘’Tezer Özlü Okuması’’, tam olarak
"Niceler sultandı, kraldı, şahtı
Benimle değişti talihi, bahtı
Yerle bir eyledim taç ile tahtı
Akıl almaz hünerlerim var benim."
Aşkın en güzel anlatımını
Cemal Safi Tek Hece Aşk şiiriyle yapmıştır zannımca.
Zira şah da olsan sultan da
Zengin de olsan yoksul da
Alim de olsan zalim de boyun eğdiğin ortak bir şey var: Aşk.
Bilmiyorum hiç çaresi olmayan bir hastalıkla mücadele eden bir sevdiğiniz, bir yakınınız oldu mu? Eğer olduysa bu kitapta kendi yaşadıklarınızdan ve deneyimlerinizden çok şey bulabilirsiniz.
Altmışlı yaşlarında iki kadın Helen ve Nicola. Geçmişleri çok uzun yıllara dayanmasa da bağırsak kanseri olan Nicola artık hastalığın çok ilerlediği,
Birgün atomun enerjisini serbest bırakacağız, gezegenler arası yolculuklar gerçekleştireceğiz, ömrü uzatıp, tüberküloz ve kanseri tedavi edeceğiz ama en düşük seviyeli insanlar tarafından yönetilmiş olmanın sırrını asla çözemeyeceğiz !
PDR'CİLER TARAFINDAN İZLENEBİLECEK PSİKOLOJİ İÇERİKLİ FİLMLER
( 177 tane Psikolojik film )
1 - Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6-
Zaman dışı yaşam... Gerçekten de baştan sona zamanın neresinde olduğumuzu kavramak zor. Bir trendesiniz. Ya da tren sizin içinizde.. Net olamıyorum ama emin olduğum tek şey bir film şeridinin gözünüzün önünde geçtiği.. Ve bu ölürken değil yaşarken üstelik. Tezer Özlü bambaşka bir boyut. Eğer onu okumadıysanız onunla tanışmalısınız... Çünkü
Karanlık Çökünce; insanın acımasızlığına, evrenin mucizevi yönüne, gerçeğin kırılganlığına, ruhsal çöküntülere, ölümün gizemine değinen 13 öyküden oluşuyor. Stephen King'in zihinde görselleştirmeyi sağlayan akıcı üslubuyla, çok çekici gelmeyen hikayelerini bile merak ve heyecanla okudum. Karakterlerin duygu ve düşüncelerinin çarpıcı bir
Zihinsel rahatsızlıkların en feci, en kolay şekil değiştiren ve en gizemlisi olan paranoit şizofreninin ilk belirtilerini Nash otuz yaşında gös termeye başlamıştı. Gelecek otuz yıl süresince Nash ciddi yanılsamalar ve halüsinasyonlar görecek, duygu ve düşüncelerinde düzensizlik ler yaşayacak ve iradesini kaybedecekti. Dünyada "beyin kanseri" de denilen bu hastalığın esaretindeki Nash, matematiği bırakmış, numerolojiye merak salmış ve kendisinin "gizli ve önemli bir mesih" olduğuna inanmıştı. Birkaç kere Avrupa'ya kaçmış, isteği dışında bir buçuk yıl ka dar hastaneye yatırılmış, kendisine her türlü ilaç ve şok tedavisi uygulanmış, rahatsızlığındaki umut verici hafiflemeler sadece birkaç ay sürmüş ve sonunda bir zamanlar parlak bir öğrencisi olduğu Princeton Üniversitesi'nin, garip giyimli, kendi kendine mırıldanan, tahtaya esrarengiz mesajlar yazan üzgün bir hayaleti haline gelmişti.
Şimdi size bir hayat çizicem. Sizden tek isteğim bu hayatı kendinizin yaşadığını düşünerek okumanız
Alkolik bir annenin evlilik dışı ilişkisinden yaptığı bir çocuk olarak dünyaya merhaba diyorsunuz. Anneniz size bakamadigi gerekçesiyle bir yurda veriyor. Bir süre yurt hayatı sürdükten sonra evli bir çift sizi evlatlık ediniyor. Şans burada da