Uzaklara bakabiliyor olmanın bir nimet olduğunu geçtiğimiz haftalarda fark etmiştim. Gözünün önünde insan eliyle sonradan iliştirilmiş bir şeyler olmadan yani, bina gibi. Bunun insanın hayal gücünü ve ufkunu genişlettiğine inanıyorum, şimdilik böyle en azından. Baktığında beş metre ötesini görmekle, beş yüz metre ötesini görmenin ya da beş bin metre ötesini görmenin insan ufkunda aynı etkiyi göstermediğine eminim. Okumadım, içeriğini bilmiyorum ama bu İmam Gazalî'nin "göğe bakmanın faydaları" gibi bir metni var, onun içinde her ne yazıyorsa söylemek istediğim şey onunla ilgili olabilir. Ayrı bir nimet ki bu iletiyi Hacı Bayram'da Şeyh İzzettin Türbesinin ön taraflarındaki parkta, karşı tepenin yamaçlarını seyrederken yazıyorum. Böyle söyleyince iletim sınıf atlamış gibi hissettim. Odamda iki metre ötesini ancak görebiliyorken yazdığım iletilerden bi farkı olmalı diye geçiriyor insan içinden. Ama maalesef fiziken bir yerde olmak oradan olmak, oralı olmak ya da oranın rengine boyanmak demek olmuyor. Öyle olsaydı bir sürü Allah dostunun gelip geçtiği şu mekanda ben de ermiş oluverirdim. Ama ben hala "ben ne zaman akıllanacağım" diye geçiriyorum içimden. Neyse konuyu nerden nereye getirdim. Şimdi gidip kemankeş'te bir şerbet içip kitap okuyayım. Okuyacağım dedim, okumam gerek. Selametle 🌿
Akıllanacağım
  Etrafımızda her zaman anlayışlı, iyimser ya da zeki insanlar bulunmuyor. Bazı zamanlarda insanlar hareketleriyle bizi çok rahatsız edebiliyorlar. Akıllı insanlar ise bu tip kişilere karşı bazı yöntemler geliştirmişlerdir. İşte akıllı insanların sevmedikleri kişilerle başa çıkma yöntemleri: -Herkesi sevmek zorunda olmadıklarını bilirler. Bazen
Reklam
Bu saatte kendimi keşfettim akıllanacağım dedikçe aptallaşıyormuşum ben
Ben yine çok sevecek Ben yine bağlanacağım Bilmiyorum bu gidişle Ne zaman akıllanacağım.
Lan ben ne zaman akıllanacağım ya?
Ne zaman akıllanacağım ben. ~E. K.
Reklam
İsterim
ne olursa olsun o kız beni sevsin isterim. her gün aklıma gelir bir gün gireceğim diye beklerim o kız beni görsün. hayatımın anlamı o benim, ben onun kafasındaki gibi biri değilim bilmiyorum ben kendimi ney sanıyorum elbet akıllanacağım akıllanacağım. ne olursa olsun o kız beni yine de sevsin isterim. .
| CEZA (Kadir İnanır) | 1974 -Abi be ben seni ilim,irfan,hesap,kitap.. ağzı var dili yok sanırdım.Peki ama ;şimdi,yarın çıkarsak buradan nasıl çalışırsın? Bunca kitap,dosyalar falan filan.. -Hepsinin canı cehenneme..İnsanlık için çalıştık sokakta kaldık.Atom fiziği de profesörlük de yerin dibine batsın.Bundan sonra başka bir adam olacağım. -Nasıl başka bir adam.? -Babamı mezara itenlerden daha gaddar,daha insafsız..Bunun için atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun -Sen alim adamsın abi;başka ne iş bilirsin ki? -Ama öğreneciğim. -Neyi öğrenceksin? -Kumarbazlığı,itliği,hergeleliği.. & -Malesef çalışamayacağız hocam;çünkü ayrılıyorum.Bu mesleği bırakmaya karar verdim.Yalnız uzay hesaplarını bir kenara bırakıp dünya hesaplarıyla uğraşacağım.Meslek değiştiriyorum hocam: itlik,kumarbazlık ve ahlaksızlık mesleği..Belki bugüne kadar aptaldım hocam şimdi akıllanacağım.
Senin adına sevindim Kendime düşen bu kadarlıkmış Olsun yine hayalin benimle Diye bir süre teselli edeceğim kendimi Gerçekten kaçıp hayali bir sevgiliye sığınmak kolaylık mı Ben kolay bir insan mıyım gözünde Hadi bitti işte Bir itiraf senden istediğim sadece Bu itiraf bir pastanını küçük bir dilimi sadece Ayrılık pastasını arkamdan fırlat. Çabuk affederim, çabuk inanırım Belki sevgiye bu kadar aç olduğumdan Pastaya da hayır demem Sevgiye de. Senin adına sevindim Kendi adıma deneyim oldu İşte böyle böyle akıllanacağım. Uzun bir süre sonra Akıllı uslu dayanıklı bir adam olacağım Biri de çıkıp demesin ne kadar ruhsuz bir adamsın diye Valla sopayla kovlaayacağım
anne...
- Ne zaman mı akıllanacağım anne? Gök yüzü toz pembe olduğunda.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.