Bir zamanlar bu yapraklar bir ağacın parçasıydılar, şimdiyse ağaç, kabuğuna çekilip bir mevsim boyunca dinlenecek. Acaba ağaç kendini örten, besleyen ve solumasını sağlayan o yeşil pelerini umursar mı?
Hayır.
Üzerinde yaşayan ve çiçeklerin polenini yayarak doğayı canlı tutan böcekleri umursar mı?
Hayır.
Ağaç sadece kendini düşünür: Kimi şeyler, örneğin yapraklar ve böcekler, gerektiğinde bir köşeye atılır.
Ben de şehrin sokaklarındaki şu yapraklardan biriyim; ebediyen yaşayacağını zannederken ne olduğunu anlamadan ölüveren, güneşi ve ayı seven, yanından geçen otobüsleri, gürültülü tramvayları izleyen, kimse incelik edip söylemediğinden kış diye bir mevsimin geleceğini bilmeyen yapraklar..
Hayatın olabildiğince tadını çıkarıp bir gün sararırlar ve ağaç onlara veda eder. Görüşürüz demez, elveda der; çünkü asla dönmeyeceklerini bilir. Yaprakları çabucak dallarından ayırsın ve onları uzaklara götürsün diye rüzgârdan yardım ister.
Ağaç ancak dinlendiğinde büyüdüğünü bilir. Büyüyüp geliştikçe saygı görür. Çiçekleri daha da güzelleşir..
Arsız bir yüz dünyaya karşı takınmak için çok iyi bir şey, ama ara sıra yalnız kaldığında, seyircisizken, sadece nefes almak için bile olsa maskeyi çıkarman gerekiyordur heralde. Yoksa boğulurdun..