“Saygısızlık ve nankörlük ne kadar sabırlı, hoşgörülü, geçim ehli olursanız olun sizi tüketen kötü özelliklerdir. İster güçlü iletişim becerileriniz olsun, ister öfke kontrolü eğitimi alın, ister en sadık aşık olun, tükenmeye mahkumsunuz.“
Sayfa 189
Politik Yorumlar 2
_Ülkemizde yaşanan maddi ve manevi krizin nedeni, akıl dışı metafizik dini inancın, politik alana taşınmasıdır. _Hiçbir ülke şu 20 yılda yapılanlara dayanamaz ki zaten Türkiye de dayanamadı. Kafede çay içmek, yumurta ve peynir lüks oldu. _İmam hatipte alınan eğitimle yönetilen ülke nasıl olması gerekiyorsa öyleyiz. _Rasyonel olması gereken bir
Reklam
Yolun neresinde olursanız olun, anlatmak için anlamak gerekir. Hayatı anlamak. İnsanları anlamak. Coğrafya parçalarını tanımak. Suyu, güneşi, ateşi duyumsamak. Ama anlamak için de yoklamak. Parmak uçlarınızla. Belki de yapınız gereği, gözleri açık, ateşin içine dalarak… Anlamak ve anlatmak, yolun başında olanlar için de çok önemli. Çünkü küçük hikâyeler ya da roman yazmaya heveslenen çocuklar ve gençler, edebiyat eserlerinin bütünüyle hayal ürünü olduğunu sanıyorlar.
YAZARIN NOTU Kişilik bozuklukları ömür boyudur. Bencillik, saygısızlık, nankörlük, hainlik, açgözlülük tedavi edilemez. Herkes kendinden yanadır deyip bencili idare edebilirsiniz. Kendini beğenmiş, kibirli birisine içinizden gülebilirsiniz. Öfke kontrolü olmayan birini tedavi ettirebilirsiniz, sinirli birine stresle baş etmeyi öğretebilirsiniz. Açgözlülük canınızı sikabilir. Çocuklarınız elini sürmeden eşiniz, çikolataların hepsini bitirebilir. Çerezleri ailesi bulamasın diye üst mutfak raflarına saklayabilir. Bunları da idare edebilirsiniz. Maaş kartınızı, kira gelirinizi sizin eliniz- den alabilir. Sizin paranızla size su, simit almayabilir ama âşık olduğu hafif meşrep sekreterine hak etmediği maaşı verip, her gün başka bir kebap restoranında ağırlarsa dayanamazsınız. Saygısızlık ve nankörlük ne kadar sabırlı, hoşgörülü, geçim ehli olursanız olun sizi tüketen kötü özelliklerdir. İster güçlü iletişim becerileriniz olsun, ister öfke kontrolü eğitimi alın, ister en sadık âşık olun, tükenmeye mahkûmsunuz. Üste- lik bu kişilik özelliklerine sahip kişiler yaşlandıkça düzelen değil, bozulan gruptur. Kendi anne babasından iyi söz duymayan ve koşulsuz sevgi bulamayan gençler bu örnekte olduğu gibi, tatlı dil karşısında peyniri ağzından kaptıran aptal kargaya dönüşebiliyorlar. Öfkeyle karar vermeyin, mutluyken söz vermeyin, hak etmeyeni de sevmeyin.
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
#hoscskslcgshg Merhaba arkadaşlar! Bugün size #peşimdekimelek adlı bir eser ile geldim. Eser bir gazetecinin gerçek hayatta yaşadığı anlardan esinlenerek kurgulanmıştır. Ruhunuzla okuduğunuz anda size çokça dokunacak hikayelere hazır olun. Bir gazeteci Paris’te partinin ortasında aldığı bir haber ile hemen yola koyuluyor. “Hakkari’de saldırı olmuş onlarca askerimiz şehit düşmüş.” Olay yerine ekip arkadaşları ile giderler. Orada yaşananları çekerken, yeni bir olay olur Van depremi, üstelik 7 ve üzeri şiddetinde bir deprem. Van’a doğru yol alırlar daha şehir merkezine varmadan yıkımın ağır olduğunu görürler. Merkeze varınca acı dolu gözler her karede onları karşılar. Umutların yeşerdiği ve tükendiği gözlerin bir arada toplandığı bir kalabalık. Hem işini yapıp hem de onlara dokunmaya çalışırken yaşadığı zorlukları gözler önüne sermiş. Sonra Suriye’de olan Savaş için görev yerine giderler. Orada yaşananları bize aktarırken insanlığın varoluşunda sorun var diye düşündüm. Çünkü böyle vicdansızlık olamaz olmamalı. Yazar bir yerde şöyle demişti “Bütün Tanrılar tepemizde dikilmiş, yıldırımlı tellerini döşemekle meşgul gibiydi.” Öyle anlar oluyor ki bunun doğruluk payını tartışmaya bile gerek duymayız. Çünkü akıl bile etmeyeceğimiz acıları birileri yaşarken hiçbir şey yapılmamakta... ah insanoğlu ahh diyorum, keşke hepimiz vicdanımız kadar yaşasak!.. o zaman daha güzel bir dünya olmayı başarırdık belki.. @yilmazakinc @monakitap
Linâ’nın Annesi
Linâ’nın Annesi
Peşimdeki Melek
Peşimdeki MelekYılmaz Akıncı · Mona Yayınları · 202212 okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Transaksiyonel analiz nedir? E-Y-Ç ne anlama geliyor? Ben OK'im Sen OK'sin diyebilmek neden önemli? Şuan bu soruları okurken hepsi size çok yabancı gelebilir ancak emin olun tüm bu sorular herkesin hayatında bilmeden olsada var ve herkesin hayatını etkileyen sorular. Bu soruların cevaplarını kavradığımızda, pratiğini yaptığımızda hayatımızdaki problemlerin üstesinden gelebileceğimizi de anlayabiliriz. Dikkatli ve algımız açık şekilde okursak kitaptan çok fayda sağlayabileceğimizi belirtmek isterim. İncelemeye son verirken okuduğum ve alıntılamak istediğim güzel bir paragraf ile bu kitabın okunmasının ne kadar gerekli olduğunu vurgulamak istiyorum. " "Belli bir yaştan sonra çocukluğunuzla yüzleşip nasıl tesadüfen ve yanlış yetiştirildiğinizi görüyorsunuz. Bizi yetiştirenlerin yaşadıklarını biraz eşelemeye başlayınca da onların ne kadar kötü yetiştirildiğini ve travmatize edildiğini anlıyorsunuz. Bu akışı kırabilmek çok zor" ". Ta ki bu kitabı okuyuncaya kadar:))
Ben Ok’im – Sen Ok’sin
Ben Ok’im – Sen Ok’sinThomas A. Harris · Okuyan Us Yayınları · 2020346 okunma
Reklam
Adınız sadece müslüman olsun. Çünkü bu ismi size Al­lah verdi. Bu ismin dışında kendinize başka şeref aramayın. Sizi müslüman diye çağırsınlar ve siz müslüman olarak ölün. Akıncı olarak değil, Süleymancı, nûrcu, falancı, filâncı olarak değil. | Ali Küçük Hoca
Müslümanlar Neden Geri Kaldı?
İslâm dini, akıncı Türkleri bir araya toplamış, devlet ve medeniyetler kurmalarını sağlamıştır. İslâm dini, bedevi Arapları, bir araya getirmiş ve koca bir imparatorluk kurmalarını temin etmiştir. İslam dini, Zerdüşt dininin batıl itikadlarını bertaraf etmiş koca bir İran şahlığı ve medeniyeti vücuda getirmiştir. İslâm dini, ağalar, beyler ve kabileler halinde yaşıyan Afganlıları, bir araya getirmiş ve onlara medeniyet ufuklarını açmıştır. Vaktaki Müslümanlar İslam dininin emirlerini yerine getirmemeğe ve garbın fena taraflarını taklit etmeye başladılar, o tarihten itibaren de gerilemeğe başladılar. Osmanlı İmparatorluğu bunun güzel bir misalidir. Böylece İslâm dininin emirlerini yerine getirmeyen Müslümanlar, yavaş yavaş başka milletlerin esiri olmuşlardır. Evvela siyasi esaret, sonra iktisadi esaret başlamıştır. Nitekim Mısır, Suriye ve Irak senelerce esaret altında yaşadı. Pakistan ve Endonezya gibi büyük İslam kitleleri uzun zaman esaret altında kaldılar. Siyasi ve iktisadi esaret altında yaşayan milletler terakki edemez. Hele dininin de emirlerini yerine getirmezse hiç edemez. Zira İslâmiyet Müslümanlara birleşin, kardeş olun diyor. Müslümanlar bunun aksini yapıyor. İslâmiyet Müslümanlara, ulü'l- emre itaat ediniz, dininizden olmayana itaat etmeyiniz diyor. Müslümanlar bunun aksini yapıyor. İsmi İslâm, fakat icraatı gayri İslam olan milletler elbette terakki edemez, esir olarak yaşar. Hülâsa olarak demek istiyoruz ki, Müslüman milletlerin her bakımdan geri kalmaları, İslam dininin bir kusuru değildir. Bilakis İslâmiyeti tatbik etmemek Müslümanların geri kalmalarının amili olmuştur.
Sayfa 228
"Sihalar, Tihalar karın Doyurmuyor" Diyen Gafiller!.
Türkiye'nin yerli ve milli sanayide attığı Adımlarda büyük bir rolü olan Selçuk Bayraktar, başarı hikayesini ve karşılaştığı bazı engellemeleri anlattı. Bugün büyük bir hayalinin gerçekleştiğini ifade eden Selçuk Bayraktar, AKINCI TİHA ile Türkiye'nin İHA liginde ilk üçe gireceğini söyledi. "AKINCI uzun bir mücadelenin sonucu" Selçuk Bayraktar, şunları söyledi: Türkiye savunma sanayizinde tümüyle yurt dışına bağlıydı" Dün gibi aklımda; 2004 yılında hedefimiz ufak da olsa ilk defa milli tasarım bir insansız hava aracını ülkemize kazandırmaktı. Tabii o dönemde Türkiye savunma sanayisinde neredeyse tümüyle yurt dışına bağlıydı. "'Evladım siz tercümanlığınızı yapın yeter' demişti" Savunma sanayiindeki bürokrat bana, hiç unutmam projemizi sunduğumuzda "Evladım, akıllı çocuklarsınız. İyi okumuşsunuz, çalışmalarınız da iyi. Ama bakın yabancılar almış başını gitmiş. Onlara yetişmemiz asla mümkün değil. Siz en iyisi bu işlerle uğraşmayın. Siz aramızda köprü olun, tercümanlığımızı yapın yeter, daha da fazla zorlamayın" demişti. Bizim de mücadelemiz burada başladı. O zaman anladık ki, bu toprakların bize yüklediği sorumluluk çok büyük.
247 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Teofilos, kılıcı elinde evden dışarıya çıkan ve kartal bakışları ile avluyu dolduran atlıları süzen tek kollu genci görünce adamlarına dönüp "İşte aradığımız akıncı komutanı. Çok dikkatli olun. Diğeri de buralarda bir yerdedir," dedi. Akıncı buraya kadarmış. Kılıcını yere at ve teslim ol. Gelin ve kılıcımı almayı deneyin. Akıncı, hayatın değerini bilecek kadar çok ölüm gördüm ben. Tam on kişiyiz ve etrafın sarıldı. Seni General Aleksios'a canlı götürmemi istiyorsan o kılıcı hemen elinden atarsın. Ayrıca diğer arkadaşın her nereye saklandıysa seslen de ortaya çıksın. Bir Türk akıncısı asla saklanmaz ve vuruşmadan da kılıcını teslim etmez. Tek başımayım. Boş lafları bırakın. Bizler zincire vurulmuş köpekler gibi yaşamayı bir türlü öğrenemedik. Buyurun alabiliyorsanız gelin ve kılıcımı elimden alın.
Argos Kalesi
Argos KalesiHasan Erdem · Ötüken Neşriyat · 201436 okunma
Reklam
Meselâ, Ali Haydar Efendi Kuddise Sırruhu'nun hayatını okurken görmüştüm ve oldukça şaşırmıştım. Sabah veya yatsı namazlarından birinde görünmeyen muhit sakinine taziyeye gidilirmiş. "Ölün mü var ki camide cemaate gelmedin!" denirmiş. O dönemin Müslüman idrakinde vakit namazında camide olmamanın tek bahanesi ölüm! Dün böyleyken bugün, bırakın camide cemaate gitmeyi, kerahete beş kala namazı kılarsak hâlimize şükrediyoruz.
Resim