Karalama1
Son yıllarda çok kitap okuduğumdan olsa gerek, yazarlara özendiğim zamanlar oluyor. Bir şeyler anlatma, ahkam kesme, bir şeyleri tanımlama, o şey hakkında yargılarda bulunma ve o şey hakkında hüküm verme ihtiyacı mı desem bunun adına, bilemiyorum. O kadar anlatılmaya, tanımlanmaya, hakkında yargılarda bulunulup, hüküm verilmeye muhtaç konu varki,
217 syf.
9/10 puan verdi
·
1114 günde okudu
İnsanın dış dünyayı değiştirebileceği iddiası ilk bakışta bir yanılgı gibi gelse de James Allen, insan zihninin pek çok şeye muktedir olduğunu gösteriyor. İnsanın aklında kurdukları, hayal ettikleri onu yönlendirir. İnsanlar düşündükleri şeyleri kendilerine çekmekle kalmaz; düşündüklerine kapılarak hayatını da ona göre inşa ederler. İşte insanın dış dünyayı değiştirebilme yetisi tam da burada yatar.Umutsuzluğa kapılmak ya da zorluklar karşısında yılgınlığa uğramak, aynı olumsuzlukların tekrar yaşanmasına yol açacaktır. İnsanın dış dünyayı değiştirebilmesi için öncelikle yaşadıklarını anlamlandırma biçimini yeniden gözden geçirmesi ve kendine inancını pekiştirmesi gerekir. “Şaşmaz gerçekliğine inandığım şey, koşulların siz buna izin verdiğiniz sürece sizi etkileyebilecek olmasıdır.” diyen yazar, insanın kendi hayatının sorumluluğunu eline almasıyla beraber başlayacak dönüşüme de işaret eder.
%100 Düşünce Gücü
%100 Düşünce GücüJack Ensign Addington · Akaşa Yayınları · 19992,918 okunma
Reklam
Ruhum buzdu, karşıma sen çıktın ulu bilgin, yükseklerden! Sen vahşi kışta güneş gibi, içime bahar getirdin ve öylesine muhteşem ve öylesine korkusuz sen zincirlerin yerine özgürlük verdin. Dünya yalanına kinlenen, sen bulutlu gökte parlak bir ışıktın.”
Fakat artık buna tahammül edemeyecekti. Uzun, devirlerce süren acı kederler ruhunu daha fazla tahammüle karşı güçsüz kılmıştı. Bir küçük keder bütün eski kederleri de beraberinde getiriyordu. İşte buna karşı kendinde artık kudret hissetmiyordu. Yaşamak, bütün bu olayların birbirini izlemesine lakayt kalmak, hayatın neşeli günleri de olduğunu düşünerek karanlık günlerini geçiştirmek ... Yok, bu mümkün değildi. O bu akışa inanamıyordu. Zira bütün insanlığın duygularının gelişim devirlerinde yaşamıştı. Bu hayat ruhunu öyle bir hassasiyetle yaralamıştı ki en hissedilmez şeyler onun için uzun ıstıraplara sebep oluyordu. Bu anlaşılmaz yaralar açan, etrafında gördüğü bütün şeylerin kabalığına karşı bir hınç ve nefret veren hassasiyetle yaşayış elinde bir şey değildi. Bütün bunların ötesinde şimdi bir aşkın yeisleri geliyordu.
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
Reklam
674 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.