Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Onbirinci Bürhan (Onbirinci delil,hüccet)
Gel, ey arkadaş! Şimdi sana geçmiş olan on bürhan kuvvetinde kat'î bir bürhan daha göstereceğim. Gel, bir gemiye bineceğiz; şu uzakta bir cezire var, oraya gideceğiz. Çünkü bu tılsımlı âlemin anahtarları orada olacak. Hem herkes o cezireye bakıyor, oradan bir şeyler bekliyor, oradan emir alıyorlar. İşte bak, gidiyoruz. Şimdi şu cezireye
394 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bence de Gurur ve Önyargı
Öncelikle kitabın tartışma oluşturan ismi hakkındaki görüşümü bildirmek isterim. Başlıkta da olduğu gibi bence de Gurur ve Önyargı, çünkü kitabın ana karakterlerinin sorunları gurur ve önyargı, aşksa nihayi sonuç, gurur ve önyargısını yenenler için. O yüzden ben kitaba bu ismi daha çok yakıştırdım. Hikayeyi beğendim bu tarz edebiyat adı
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202375,4bin okunma
Reklam
Aklı başında olan herkes kurtuluşumuz için elinden geleni yapacak elbette. Bunun da tek bir yolu var; orduyu derleyip toparlamaya uğraşanlara yardım etmek. Başka türlü düşünmek köprüyü bırakıp çayda geçit aramaya benzer. Aklınızı zorla abese sürmeyin.
Sayfa 148 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Parasız bekâr bir kadın gülünç, yabani bir kız kurusudur, çoluk çocuğun alay konusudur ; ama iyi serveti olan bekâr bir kadın her zaman saygındır ve herkes kadar aklı başında ve sevimli olabilir!
Sayfa 87 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 8.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Aklı başında olan herkes,insan gözünün iki nedenden dolayı şaşkınlık geçirdiğini ve iyi göremediğini bilir.Bi­rinci neden,insanın aydınlıktan karanlığa geçmesi, ikinci neden ise karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır.
Aklı başında olan herkes, insan gözünün iki nedenden dolayı şaşkınlık geçirdiğini ve iyi göremediğini bilir. Birinci neden, insanın aydınlıktan karanlığa geçmesi, ikinci neden ise karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır. Bu, beden gözü için olduğu kadar akıl gözü için de geçerlidir. Bu gerçeği idrak eden kişi, kafası karışmış ve görüşü zayıflamış bir kişiyle karşılaştığında onun durumuna gülmemeli ve şu soruyu sormalıdır: Bu adamın akıl gözü daha aydınlık bir dünyadan geldiği için mi alışkın olmadığı karanlığı yadırgamaktadır, yoksa karanlıktan aydınlığa geçtiğinde karşılaştığı yoğun ışıktan dolayı mı körleşmiştir? Bunların ilki mutlu olunacak ve beğenilecek, ikincisi ise acınacak bir durumdur, zira karanlığı yadırgayan göz, aydınlık bir dünyadan gelmiş demektir. Dolayısıyla, ona gülen kişinin asıl kendisi gülünç duruma düşer, ama karanlıktan aydınlığa geçtiği için iyi göremeyen bir kişi başkalarının ona gülmesini hak etmiştir.
Reklam
İbn Arabi felsefeye karşı duyduğu ilgiyi ve sevgiyi açıklamaktan geri durmaz. Futûhat'ın 226. bölümünde şöyle der: "Felsefe sırf felsefe olduğu için kötülenemez. İlahiyatla ilgili konularda hata ettikleri için yerilmişlerdir. Filozof muhibb-i hikmet, yani hikmeti seven mânasına gelir. Şüphe yok ki, aklı başında olan herkes hikmeti sever. Ancak ister Mutezile olsun, ister filozof olsun isterse nazar ehli olan diğer sınıflardan birine mensub bulunsun, fikir ehli olan herkesin ilahiyat bahsinde hatası doğrusundan fazladır".
Sayfa 143
Milletin gözünde bekarlığı bu kadar aşağılık yapan ley sadece fakirliktir! Parasız bekar bir kadın gülünç yabani bir kız kurusudur, çoluk çocuğun alay konusudur. Ama iyi bir serveti olan bekar bir kadın her zaman saygındır ve herkes kadar aklı başında ve sevimli olabilir! Bu fark ilk başta göründüğü gibi dünyanın adaletine ve sağduyusuna aykırı değil; çünkü parasızlığın aklı bozma ruhu karartma etkisi vardır. Kıt kanaat yaşayanlar, mecburen çok ufak ve çok aşağı bir çevrede yaşayanlar kolayca hoşgörüsüz ve aksi olabilirler.
Sayfa 87
"Herkes aklı başında olan birisini istiyor. Bense aklı bende olan en delisini ... Pembe panjurlu bi tımarhanemiz olsun... O bana delirsin, ben ona..."
İnsana verilen en büyük ceza nedir sizce? Düşünmek, fazlaca düşünmek olabilir mi? Farkında olmak. Hayatın farkında olmak. Bu katlanılır şey değil sahi! Deli sıfatı konulan insanları daha iyi anlamaya başlıyorum sanırım. İnsanlar için yaşam bir ceza, bir sınav mahiyetinde hüküm sürdüğünde kimileri düşünür, kimileri delirir, kimileri ise yaşamazdı. Zamanın tik tak atışına karşı yaşamı ciddiye almayan bu insanlar yaşamın ne anlam ifade ettiğini dâhi düşünmezler. Ertelemenin kuyusuna düşerler. Bir gün ne yaptın bu dünyada denildiğinde yaşadım bile diyemezler. İşte farkında olmak ne demek, hayatı yaşamak ne demek, insan olmak ne demek anlamadan geçip gider. Deliren insanlar, neden delirirler? Onların delirmesine sebep olan asıl şey nedir? Bir kitapta okumuştum şöyle diyordu: " delirmenin insanı yaşattığı söylenir, en azından bilinç kaybolduğu için daha az acı çekilir ölü gibi uyunur. " Bilinç yok mu olur gerçekten? İnsanın kendi varlığını sıradanlaştırması, herkes gibi olmayanı dışlayışı... Ama herkes birbirine benzerse nerede kalırdı özelliğimiz, bizi biz yapan değerleri yitirdiğimiz de ürettiğimiz seri makinlerlerden robotlardan ne farkımız kalırdı? Kimse hiç yoktan delirmez, kimse delirmek için doğmaz. Belki de en büyük ceza hayatı aklı başında yaşamaktır. Delirmenin insanı yaşattığı söylenir sözü kanıtlanmış bir söz olsa gerek.
Reklam
560 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Rin-Kitay-Nezha (Benim Üçlü'm)
İncelememe nasıl başlayacağımı bilmiyorum.Bu seri çok değerli bir seri oldu benim için. Kitap okurken notlar almıştım. Onlara bakarak yazacağım galiba. Ama etkisinden nasıl çıkabilirim bilemiyorum. Şu zamana kadar okuduğum en iyi yazılmış fantastik kitap; hem içerik hem de üslup açısından... Yazarın kalemini beğendim o yüzden diğer kitaplarını da
Yanan Tanrı
Yanan TanrıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2022311 okunma
Korkunç bir düşünce! Bir o kadar da haklılık payı var...
"Milletin gözünde bekârlığı bu kadar aşağılık yapan şey sadece fakirliktir! Parasız bekâr bir kadın gülünç, yabani bir kız kurusudur, çoluk çocuğun alay konusudur; ama iyi serveti olan bekâr bir kadın her zaman saygındır ve herkes kadar aklı başında ve sevimli olabilir! Bu fark ilk başta göründüğü gibi dünyanın adaletine ve sağduyusuna aykırı değil; çünkü parasızlığın aklı bozma, ruhu karartma etkisi vardır."
Arkadaşlar nasılsınız
Komşum üç ay öncesine kadar gayet sağlıklı, aklı başında biriydi, Oğlu (20 yaşında) ile sorun yaşamaya başladı, günden güne hayattan koptu, yüzdeki gülümseme kayboldu, eğlence olsun diye yaptığı aktiviteleri yapmaz oldu, sonra kafasından atamayınca doktora gitmek zorunda kaldı, ilaca başladı, üçüncü seansa geldi ilacın dozu her gidişte artarak devam etti En son artık hastahaneye yatman lazım demiş, Komşu takma kafana diyorum, fakat yapamıyorum diyor, değirmen gibi dönüp dolaşıp aynı yere takılıyorum diyor, ne zor! İnsanın kendi içinde ki bitmek bilmeyen kavgası, takıntıya karşı kavgası, yaşamdan koparacak kadar iğrenç bir şey Arkadaşlar demem o ki, insan insana hep muhtaç, içinizi dökecek acınızı paylaşacak dostlar biriktirin. Yoksa öyle acılar içinde olan var ki tek başına üstesinden gelmek mümkün değil Her can kıymetli, herkes fani, herkes en az bizim kendimizi önemli gördüğümüz kadar önemli
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
1.201 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.