Dış kay­naklı bir tehlike, sözgelimi çığ, müthiş bir fırtına, bir saldırgan vb. ile karşı karşıya kaldığınızda, ne yaparsınız? Biraz yürekli ve de aklı selim sahibiyseniz tehlike kaynağım uzaklaştırırsınız: ya çığın yolunda kalmamak için koşarsınız, bir yere sığınırsınız (ağaç altı olmasın!), ya saldırganın karşısına dikilir ya da kaçar­ sınız vb. Ne olursa olsun, tehlike kaynağını, elinizden geldiğin­ce, kendinizden uzaklaştırmaya çalışırsınız. Peki, ama ya tehlike kaynağı tam içinizdeyse? Işte, dürtü tam da böyle bir şeydir. Ge­ne aynı şeyi yapar, tehlikeyi savuşturursunuz, ama bu kez uza­ğa, dışarı bir yere değil, ama elinizden geldiğince içinizde uzağa atmaya çalışırsınız; sonra da tehlike olmadığı duygusuna kapıl­ mak amacıyla, bütün bunları unutursunuz; işte, bastırma, bu­dur. Gerçekten de, devekuşu örneği ... Zaten bütün dertler de böyle başlıyor.
UNUTULMAYACAK TARİHİ GERÇEKLER
1)16. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin gelişme yolu üzerinde direnmiş ve Türk orduları ile savaşa tutuşmuş olmasından dolay Katolik Avrupa tarafından kendisine "Hıristiyanlığın şövalyesi" unvanı verilen Boğdan Beyi Büyük Stefan'ın ölüm döşeğin de evlatlarına gayet ibretli bir şekilde: "Belki de yakında himayeye muhtaç
Sayfa 127 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
KONUŞMALAR – I Bütün dünya ile birlikte Türkiye de büyük ve düşündürücü bir değişiklik içindedir. Çünkü bu değişiklik daha çok olumsuz yönlere doğrudur. Türkiye, çağdaş devlet olmaktan çıkmıştır. Devlet tarifi nedir? Bir vatandaş teşkilatlanmış bağımsız bir millet, değil mi? Türkiye bu tarife uymuyor. Bir kere bu vatandaki millet
23 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.