Yaşayan çok kıymetli yazarların çok merak ettiğim kitaplarını, onlar toprağın altına girince okumak gibi kötü bir huyum var. Aynı zaman dilimi içinde yaşadığımız, aynı dünyaya baktığımız yazarların kitaplarını keşfetmenin ve okumanın ne denli kıymetli olduğunu bilsem de - ve bunun için çabalasam da - çoğu zaman erteliyorum o kitapları ve
Şekerli suya ekmek banan çocuklardık
Ve tuza
Yaralı pantolonlarla bilye peşinden koşan,
Çamurda yuvarlanan,
Düştükçe yuhalanan
Kurbağalarla aynı gölette yüzen
Aklı üç karış havada,
Düşü gökyüzünde başıboş gezen çocuklar…
Yanık bir türküde pişirirdi lor çorbasını annem
Ve bir uzun havada susadıkça umuda, gözyaşlarını içerdi
Acılar bir çay
Üç kadın, üç farklı hayat, farklı korkular, benzer maskeler...
Sude güzel, çekici ve ünlü bir sanatçı. Şöhret basamaklarını tırmanırken her adımda güçlü görünmek için yavaş yavaş kendini yitiren, 'güç' maskesi ardında yaşayan bir kadın.
Miraç her yardıma koşan, iyiliksever, başarılı psikolog ve belli bir kalıptan çıkmaya korkan, sevgiye aç ama
Bir ara serileri tamamlamadan okumama gibi bir karar almıştım. Bu kitabı okurken bu kararımdan vazgeçtiğimi gururla söylüyorum. Eğer böyle olacağını bilseydim asla serinin kitaplarını temin etmezdim. Harcadığım para sırf alınabilecek güzellikler düşüncesiyle içimi yakarken fuardan eve taşırken çektiğim çile de kendime üzülmeme sebep oluyor. Umarım