Emel Aslan'ın eğer yanılmıyorsam ilk eseri bu kitap. Okuduktan sonra dergiye inceleme yazdım, ama buraya yazmayı galiba unuttum. Aradan geçen zamana rağmen aklımda kalanlar: yazarın neredeyse bütün hikâyelerinin hedefine ulaşmış olması, bir veya belki iki hikâyede daha uzun yazılmayı gerektirecek bir konunun kendini hissettirmesi, hayvanların hikâyelere katılma biçiminin takdiri hak ediyor oluşu. Bir başka nokta, yazarın türkçeye hâkimiyeti, ve bunun kendini üslupta hissettirmesi oldu. Sanki her yazar bu konuda iyiymiş gibi düşünüyoruz belki, ama hayır, böyle olmayan örnekler görüyoruz; işte bu anlamda Emel Aslan takdiri gerçekten hak ediyor.
İyi hikâyeler, iyi anlatımlar, doğru kurgular... daha iyi anlatma gayretleri, daha iyi öyküleme çabaları... ülkemiz polisiyesinde çok güzel çalışmalarla karşılaşıyoruz, ve yazarlarımızın daha iyi, daha nitelikli eserler ortaya koyması çıtayı daha yukarı taşıyor. Emel Aslan'ın Suç ve Bela Öyküleri, işte bu çıta yükseltme gayretinin nitelikli, temiz bir örneği. Kesinlikle öneririm.
134 syf.
10/10 puan verdi
Sevdiği değerli şahsiyetlere haklarını teslim etmiş. Öyle naif cümlelerle övmüş ki hayatında iz bırakan bu isimleri. Pek çok özel isimle yaşadıkları, anıları keyifli bir deneme çıkarmış ortaya. Ülkü Tamer, Sezai Karakoç, Murat Menteş, İsmet Özel, Hüsrev Hatemi,
Haydar Ergülen, Nurettin Topçu, Yunus Emre..
Aklımda kalanlar.
Görüşlerine değer verdiğim bir kalemden böyle samimi satırlar okumak bana iyi geldi.
.
Nurettin Topçu, çalışma odasının duvarına üç kişinin resmini asmıştır:
-Mehmet Akif Ersoy, milli şairimiz.
-Hüseyin Avni Ulaş, Müdafaa-i Hukuk hareketinde yer alıp her fırsatta Atatürk’ü ve çalışmalarını, çıkarılan kanunları eleştiren muhalif milletvekili. Topçu’nun da eski kayınpederi.
-Adolf Hitler, Yahudi düşmanı.
.
Bu hatıra niteliğindeki bilgiyi de ilk kez bu eserde okudum. Düşülür peşine..
Çocukken okuduğum bu kitabı 26 yaşımda tekrar okudum; o zamanlar anladığım ve aklımda kalanlarla, bu gün aklıma takılıp kalanlar bambaşka. Oysa aynı cümleyi 15 sene önce okuduğumda bambaşka şeyler düşünmüştüm. İşte bu kitap bu olayı çok güzel bir şekilde anlatıyor.
Güzel ev nedir? 100 bin liralık ev midir? Ya da 100 bin liralık ev, güzel ev midir?
Senin dünyanda olan en güzel gül, başka gezegenlerde milyonlarcası var diye güzelliğini yitirir mi? Yitirmez. Çünkü onu güzel yapan ondan başka hiç bir gülün olmaması değil, o gülle aranda oluşan bağdır.
Tehlikeli oyunlar..
Oğuz Atay'ı anlamakta zorlanıyorum. Okudum mu; evet.. o kadar durdum ki okurken, bazı yerlerde aynı sayfada yarım bırakıp tekrar tekrar okuduğum yerleri vardı. Kitapları çizmeyi sevmem. Emanet ediyorum, çünkü onları değiş tokuş. Üzgünüm ama kitabı vereceklerim için:) çok çizdim. Güldüm baya.Bu kadar güleceğimi
#KibeleEdebiyatAntolojisi2 #SözcüklerinDansı yazar #HaticeDökmen tarafından derlenen içerisinde 48 adet farklı yazardan farklı hikayelerin bulunduğu bir öykü kitabı.
Öyküler bazen kısa roman olarak görülse de benim için hayatın en küçük anlarına sıkışmış önemsiz gibi görünen ama içinde bir sürü detayı barındıran şiir tadında seni anlatan müzik notalarını kelimelerin arasında saklayan sihirli bir yolculuk. Tıpkı leziz bir yemekten sonra içilen keyif kahvesi gibi
Kitabımızın içerisinde 2019 yılı Bir Kadın Hikayesi Öykü yarışmasında Hatice Dökmen'in birincilik aldığı, fistanı güllü bahar bakışlı masum gelinin hazin hikayesini anlattığı "R'leri söyleyemeyen Çocuk gibi ödüllü hikayelere de yer verilmiş.
Kitapta yer alan hikayelerin arasında boynuzlarında ışıltı olan geyiklerin masalı, hep aklımızın bir köşesinde yer alacak olan "Sesimi Duyan Var mı?" sözcüklerinin geçtiği, reddedilen aşığın yer aldığı, büyük göz tarafından yönetilen çipli insanların bulunduğu, morgda artık kendi kokusu bulunan çalışanın olduğu, ayağındaki kaşıntıyı anlatırken hayatı özetleyen hastanın başrol olduğu, köyde ahududu şehirde frambuaz olan meyve ağacının anlattıkları, asansörde geçmek bilmeyen dakikalar, Sulukule anıları, korkuları yüzünden şüphe ve endişe ile arkadaş olmanın anlatıldığı öyküler de var.Şimdilik benim aklımda kalanlar bunlar. Daha fazlası kitabın içinde sizleri bekliyor.
#kitap41 #öykü #kibelekultursanat
Liderin Zihni", Rasmus Hougaard tarafından yazılmış ve liderlik becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacak bir kitap. Yazar, 35.000'den fazla liderle yaptığı araştırmalara dayanarak, başarılı liderlerin ortak özelliklerini ve zihniyetlerini ortaya koyuyor.
Kitapta, liderlerin sahip olması gereken vizyon, tutku, iletişim becerileri ve problem çözme yeteneği gibi konular ele alınıyor. Ayrıca, zor zamanlarda nasıl liderlik edileceği ve ekip motivasyonunun nasıl sağlanacağı gibi pratik bilgiler de veriliyor.
"Liderin Zihni", ister yeni bir lider olun ister deneyimli bir yönetici, liderlik becerilerinizi geliştirmek için size yardımcı olacak bir kitap. Kitap, kolay anlaşılır bir dil ile yazılmış ve pratik örneklerle zenginleştirilmiş.
Kitabı kimlere tavsiye ederim?
Liderlik becerilerini geliştirmek isteyenler
Ekip yönetimi ve motivasyonu hakkında bilgi edinmek isteyenler
Daha etkili bir iletişim kurmak isteyenler
Başarılı bir lider olmak için ilham almak isteyenler
Kitaptan aklımda kalanlar:
Liderlik bir yetenek değil, bir beceridir.
Başarılı liderler, vizyon sahibi ve tutkuludur.
Etkin iletişim, liderliğin temel taşlarından biridir.
Zor zamanlarda liderler, sakin ve çözüm odaklı olmalıdır.
Ekip motivasyonu, başarının anahtarıdır.
