Papini benim okumaktan çok keyif aldığım bir isim. Oldukça yaratıcı ve hayal gücü geniş bir yazar olduğunu düşünüyorum. Özellikle bazı öykülerinde işlediği felsefi konu ve düşüncelerle bu yaratıcı tarzı birleştiğinde anlatmak istediklerinin gücü daha da artmış oluyor. Öykülerinin çoğu gerçek dışı olaylar ve karakterler barındırıyor ve aslında çoğu da benzer unsurlar etrafında dönüyor; birbirlerinin ruhlarını değiştiren ve sonraki yaşamlarına diğerinin ruhuyla devam eden iki arkadaş, bir baloda bedenini ve ruhunu kaybedip bunun için kayıp ilanı bastıran kendinin peşine düşen bir adam, ömründen bi adamın ölmek üzere olan kızı için ödünç günler veren yaşlılık yıllarında ödünç verdiği günleri geri alıp bir günlüğüne gençleşen bir kadın, yarattığı karekterlerin başından geçenleri sonrasında bizzat kendisi yaşayan bir yazar... Bunlar özellikle aklımda kalanlardan birkaçı ve yine ölüm ve intihar konusu da öykülerdeki ortak noktalardan biri.
Garip bir şekilde, belki de onun tarzına artık alıştığımdandır bilmiyorum, bu gerçek dışılıkları hiç de yadırgamadan sanki olağan şeyler okuyormuşum gibi kurguların içine rahatlıkla girebiliyorum. Her birini acaba bu sefer ne anlatacak, öykünün sonu nereye bağlanacak diye heyecanla okuyorum, o merak duygusunu son öyküye dek taşımayı başarıyor yazar bu anlamda bana göre. Öykülerden birkaçını Kaçan Ayna isimli kitabında da okumuştum, onları tekrar burada okumak da keyifliydi. Eğer daha önce okumadıysanız ve özellikle öykü okumayı seviyorsanız bence tanışmanız gereken bir yazar Papini. Bu nedenle kesinlikle tavsiyemdir.