Karanlığı geniş mânâda hiç düşündünüz mü? Karanlık, belki sizin gözünüzde sadece gecenin bir sıfatıdır, halbuki benim gözümde o değil, gece varmış gecede karanlık varmış bunlar birbirinin sebep ve neticesi...Asıl karanlık o değil. Karanlık benim aklımın, fikrimin,şuurumun katili... Karanlık: iç alemimin değişmeyen köklü misafiri...
bazı durumlar oldu diyemedim sana. daha iyi olmadı hiçbir şey. gerçi bir süre sonra daha kötüde olmadığını fark edince çok da umrumda olmadı açıkcası. kaç kez seninle keyfe keder, neşeli durumlar yaşadım, yaşıyorumda.. lakin bir tarafımız hüzne daha bir meyilli olunca o taraftan kaybımız oldu hep. kafamı karıştıran şeyler var şu ara. sonsuz ayrıntılar takılıyor aklımın bir köşesine. biriciğin doğum günüydü. elbise dükkanına gidip bütün parayı vitrinde beğendiği elbiseye harcamıştım. akşamına bizim kartal ismail'i samatyada on paraya eski lokalde hesabına satınca ertesi gün gelip nasılsın diye sormuştu. anlardım sevdiğini. unutmak değil ama belki hatırlamamak mümkün demişti muzaffer abi. önceki gece eski fotoğrafları, mektupları, kuruttuğum çiçekleri yaktım.. bir daha yan yana olamayacağın insanlar ile aynı fotoğraf karesinde yıllarca kalabilecek olmak pek sevimli değildi benim için. uzansam uçurum, dokunsam ateş. bir boşlukta dağ yararcasına.. kızıl ormanların, dikenli güllerin arasında.. aldanacağım kokuların ve vücutların arasından geçiyorum. hani otuz yıl oldu lakin her saniyesini için için kaynayan gizli bir coşku ile yaşayarak geçti benimkisi. binlerce çocuk, bir o kadar gülüş, yüzbinlerce düş geçti içimden. ne yalan söyleyeyim geriye dönüp bakasım bile yok. bir sana aldanıyorum, bir de gülüşüne. ne seni, ne de kendimi affedebilirim. youtube.com/watch?v=6OEh2vy...
Reklam
Bazı durumlar oldu diyemedim sana. daha iyi olmadı hiçbir şey. gerçi bir süre sonra daha kötüde olmadığını fark edince çok da umrumda olmadı açıkcası. kaç kez seninle keyfe keder, neşeli durumlar yaşadım, yaşıyorumda.. lakin bir tarafımız hüzne daha bir meyilli olunca o taraftan kaybımız oldu hep. kafamı karıştıran şeyler var şu ara. sonsuz ayrıntılar takılıyor aklımın bir köşesine. biriciğin doğum günüydü. elbise dükkanına gidip bütün parayı vitrinde beğendiği elbiseye harcamıştım. akşamına bizim kartal ismail'i samatyada on paraya eski lokalde hesabına satınca ertesi gün gelip nasılsın diye sormuştu. anlardım sevdiğini. unutmak değil ama belki hatırlamamak mümkün demişti muzaffer abi. önceki gece eski fotoğrafları, mektupları, kuruttuğum çiçekleri yaktım.. bir daha yan yana olamayacağın insanlar ile aynı fotoğraf karesinde yıllarca kalabilecek olmak pek sevimli değildi benim için. uzansam uçurum, dokunsam ateş. bir boşlukta dağ yararcasına.. kızıl ormanların, dikenli güllerin arasında.. aldanacağım kokuların ve vücutların arasından geçiyorum. hani otuz yıl oldu lakin her saniyesini için için kaynayan gizli bir coşku ile yaşayarak geçti benimkisi. binlerce çocuk, bir o kadar gülüş, yüzbinlerce düş geçti içimden. ne yalan söyleyeyim geriye dönüp bakasım bile yok. bir sana aldanıyorum, bir de gülüşüne. ne seni, ne de kendimi affedebilirim.
Bazı durumlar oldu diyemedim sana. daha iyi olmadı hiçbir şey. gerçi bir süre sonra daha kötüde olmadığını fark edince çok da umrumda olmadı açıkcası. kaç kez seninle keyfe keder, neşeli durumlar yaşadım, yaşıyorumda.. lakin bir tarafımız hüzne daha bir meyilli olunca o taraftan kaybımız oldu hep. kafamı karıştıran şeyler var şu ara. sonsuz ayrıntılar takılıyor aklımın bir köşesine. biriciğin doğum günüydü. elbise dükkanına gidip bütün parayı vitrinde beğendiği elbiseye harcamıştım. akşamına bizim kartal ismail'i samatyada on paraya eski lokalde hesabına satınca ertesi gün gelip nasılsın diye sormuştu. anlardım sevdiğini. unutmak değil ama belki hatırlamamak mümkün demişti muzaffer abi. önceki gece eski fotoğrafları, mektupları, kuruttuğum çiçekleri yaktım.. bir daha yan yana olamayacağın insanlar ile aynı fotoğraf karesinde yıllarca kalabilecek olmak pek sevimli değildi benim için. uzansam uçurum, dokunsam ateş. bir boşlukta dağ yararcasına.. kızıl ormanların, dikenli güllerin arasında.. Aldanacağım kokuların ve vücutların arasından geçiyorum. hani otuz yıl oldu lakin her saniyesini için için kaynayan gizli bir coşku ile yaşayarak geçti benimkisi. binlerce çocuk, bir o kadar gülüş, yüz binlerce düş geçti içimden. ne yalan söyleyeyim geriye dönüp bakasım bile yok. bir sana aldanıyorum, bir de gülüşüne. ne seni, ne de kendimi affedebilirim.
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım içinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi yasa Bir
Gülşiir
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım İçinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi
Reklam
360 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Kendisinin varlığından ilk defa bir anime sayesinde haberdar olmuştum. Animenin ismi "Aku no Hana". Aklımın bir köşesine kaydetmiştim. Lise sonda edebiyat derslerinde de sürekli karşıma çıktığında artık almalıyım demiştim. Aldım fakat rafta öylece duruyordu, bir türlü ona sıra gelmemişti... Sonunda bu yaz artık okumalıyım diyip başladım çok geç kaldım ama olsun hiç okumamaktan iyidir. Bazı yerleri sıkıcı gelse de bunun sebebinin çok fazla şiir okuyan bir insan olmadığımdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Genel izlenimim olumlu. Asıl dilinde okumanın daha etkileyici olacağını düşünüyorum.
Kötülük Çiçekleri
Kötülük ÇiçekleriCharles Baudelaire · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20152,627 okunma
Gülşiir Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım içinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak
düşündüm; evet, anlamakla hak vermek aynı şey değil.
Sayfa 10 - NesinKitabı okudu
*aklımın çiçeklerii :)
aklımda çiçekler var, ben onları koparıp kâğıda koyuyorum. koptukları için soluyorlar tabii. koparmadan yazarsam olacak demek ki. şiir yazacağım derken saçmalamaya mı başladım yoksa? hayal kurmak neden saçmalık olsun? onlar benim aklımın çiçekleri.
Sayfa 10 - NesinKitabı okudu
Reklam
-ter içinde kalarak dinlenebilir mi insan? -elbette, dedi babam, insan yorulunca dinlenir zaten. yorulmadan dinlenmek tembelliktir.
Sayfa 13 - NesinKitabı okudu
düşünen insanların üzüldüğünü sanmak ne garip.
Sayfa 14 - NesinKitabı okudu
o, otobüste, trende, bahçede, bulduğu her yerde, çorba karıştırırken bile, okur.
Sayfa 37 - NesinKitabı okudu
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.