Yaramazlık başkasının sizi koymak istediği kalıptan çıkmak istemektir, sizin için dikilmiş sınırlardan dışarı çıkmaktır. Bir çeşit karşı çıkıştır yaramazlık. Yaramazlığın karşısındaki uslu olmaktır, yani akıllı olmak. O yüzden "Aklını başına al!" derler yaramaz çocuklara. Akıl ama hangi akıl? Akıllı olmamızı isterken hangi akıldan söz ediyorlar? Kimin aklından? Bu lafı biraz kazıdığımızda altından otorite çıkar. Onun için ben yaramaz çocukları severim. Kendi aklının peşinden koşarlar yaramaz çocuklar. Yaramaz çocuk özgür çocuktur biraz da. Yaramaz çocuklar soru sorarlar habire. Merak ederler. Kolay inanmazlar. Yaramaz çocuk "Neden?" diyebilen çocuktur. Bir şeyi "Yapma!" dersen hemen sorar: "NEDEN?" ...
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 21 hours
O Captain, My Captain
Eğitim sistemi bizi eğitiyor mu yoksa kısıtlıyor mu? Kitabı okuduktan sonra hemen hemen herkesin aklına bu soruya yakın soru gelmiştir. Eğitim sisteminin sistemsizliği bizleri bir kalıba sokup belirli bir düşünceden fazlasını düşünmemezi engelliyor. Okula başladığımız andan itibaren okuma amacının iyi bir meslek sahibi olabilmek olduğu
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201622 okunma
Reklam
“Kadınlar gerçek hayatta ilginç ve önemlidir. Doğanın sonradan aklına düşen bir fikir, insanlığın kaderinde ikincil oyuncular değil kadınlar. Her toplum da bunu her zaman bilmiştir. Doğurabilecek kadın yoksa, insan türü yok olur. Bu yüzden kadınlar, kızlar ve çocukların kitlesel tecavüzcü ve öldürülmeleri, soykırım savaşlarının ve bir halkı ezmek ve sömürmek amacı taşıyan diğer seferlerin ayrılmaz bir özelliği olmuştur.”
Sayfa 19 - Doğan KitapKitabı okudu
Yine ininde misin derler bana da hep...
Babam odadan '— Kim gelen?' diye sorar. '— B.' '— İyi, iyi.' Hepsi bu. Nerde kaldığımı bile sormazlar. Bu güvende sıkıcı, küçültücü bir şey var. Oysa biliyorum, babam üzülüyor. Saat beşi geçti mi aklına binbir kötü şey geliyor. Yine de 'Çocuklara güven ilkesi'nin dışına çıkmaz. Ah, babamın şu 'ilke'leri... Sonra odam: Masa, karyola, kitaplar. Benim inim. Bu gece bir kapansam oraya. Üzgünüm. Ama çok kalamam. Sami kapıyı yumruklar: 'Yemeğe, yemeğe.' Canım istemiyor desem başıma toplanırlar. Kadınların neden evlendiklerini anlıyorum: Yalnız kalabilmek için."
Ne olacak bu Türk Edebiyatının hali?
Müzik sektörünü çoktan kaybettik. Raflarda saçma sapan insanların albümlerini görmeye, şurada burada milyonlarca tıklanıp dinlenmesine alıştık derken bu illet Edebiyata da sıçradı. ''Çağdaş Türk Edebiyatı'' adı altında satılan hiçbir sanat değeri olmayan, adeta bir çöplük olarak nitelendireceğimiz kitaplar görmeye başladık. Fenomen kitapları veya yaşadıkları saçma sapan olaylardan sonra bunun ekmeğini yemeye çalışan insanların kitaplarını. Ve bu kitaplar Zülfü Livaneli, Sabahattin Ali, Tezer Özlü, Tomris Uyar gibi yazarlarla neredeyse yan yana yer alıyorlar. Bu saçmalığa bir dur denilmeli. En üzücü olanı ise gençlerimizin bunları alıp okuyor olması. Hem zamanlarını kaybedip hemde beyinlerini köreltmeleri. Sınav filminde şöyle bir replik vardı. ''Düşünsenize, 8 yıl ilköğretim, 3 yıl da lise, 11 yıl. 11 yıl boyunca bu çocuklara neden hiç Dostoyevski okutmazlar hiç düşündünüz mü ? Bir şeylere uyanmasınlar diye.'' Eğitim sisteminde çocukların ne öğreneceği birilerinin tekeli altındayken en azından dışarıda bu gençleri doğru yönlendirmek, onlara öğretilmeyenleri öğretmek, gerçekleri göstermek ve çocukların aklını bulandıran eserlere tepkimizi koymak adeta bir vazife görevini aldı artık. Herkesin yazıp, çizmeye hakkı var ancak eğer bir şey katmaktan ziyade gençlerden bir şeyler götürüyorsa o zaman o yazılanın da çizilenin da canı cehenneme. Vesselam...
Onlara hayatlarına anlam katacak güzel bir fikir bulmalarını tavsiye ediyorum. O fikri bulduklarına emin olduktan sonra da hemen uygulamaya geçsinler. Tellere takılan uçurtmaları kurtarıp onarabilir, mahzun çocukları sevindirebilirler mesela. Karıncaların daha rahat taşıyabilmeleri için yerlere dökülen yiyecek kırıntılarını daha küçük parçalara da ayırabilirler. Düşününce insanın aklına çok iyi fikirler gelebiliyor. Burada önemli olan o fikri hemen uygulamaya geçmek... Ve kim ne derse desin hayatına anlam katacak o işi yapmaktan vazgeçmemek... |Serçe Parmağı
Reklam
1,000 öğeden 591 ile 600 arasındakiler gösteriliyor.