Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
Karanlığın Çağırışı
Ben böyle olsun istememiştim Ya sana çok yakın Ya senden çok uzak olmalıydım Aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum Büyük dağları, derin denizler olsun istiyordum Sana gelmeye gücüm yetmemeliydi Çaresizliğimin bütün hıncını mesafelere yüklemeliydim Dağda yanan bir çoban ateşi gibi Gökte bir yıldız gibi Seni görmeli Seni yaşamalı Ve
Reklam
Bu kavganın ateşi insanı öyle bir sarıyor ki, seni insanlıktan çıka­rıp insanüstü bir yaratık durumuna getiriyor.
Ankara'nın o gri beton yığınları arasında, bir bahar günü filizlenen bir aşktı bizimki. Gençlik heyecanıyla kalplerimiz çarpar, el ele Gençlik Parkı'nda dolaşırdık. Eymir Gölü'nün sakin sularında yansıyan mutluluğumuzu izler, Anıtkabir'in gölgesinde vatan sevgisini paylaşırdık. Ankara'nın meşhur simitleri ve ayranlarıyla
Evet, aşk neydi? Güllerin arasından esen bir rüzgâr, yok yok kandaki sarı fosforlaşma. Aşk yaşlıların kalbini bile yerinden hoplatan cehennem ateşi sıcaklığında bir müzik, akşam çökerken kocaman açan bir papatya ve bir dokunuşta, bir nefeste kapanan anemon çiçeğiydi. Aşk böyleydi işte.
"Aşk yaşlıların kalbini bile yerinden hoplatan cehennem ateşi sıcaklığında bir müzik, akşam çökerken kocaman açan bir papatya ve bir dokunuşta, bir nefeste kapanan anemon çiçeğiydi."
Sayfa 31 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Dünyanın En Güzel Şiirine...
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Yağmur
YağmurNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20192,377 okunma
159 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
FAHRENHEIT 451 Kitap kağıdının tutuşup yandığı ısı derecesidir. Guy Montag yakmanın zevli bir iş olduğunu düşünen fakat neden kitap yaktıklarının farkında olmayan eşi Mildred ile sorgulamadan,sıradan bir hayat süren itfaiyecidir.Normalde yakma işini değil yanan bir yerleri ya da bir şeyleri söndürmesi gereken bir iş yapması gereken
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · Baskan Yayınları · 198489,1bin okunma
Kadere ters baksam, yo dereyim aksam Yo bozuluverir o Aksam ve ateşi yaksam, bir korsan olsam Tek gözle ağlasam Fatalrhyme keşke tüm kötü gözü dağlasam Yo, ben bir lyrical pandomimci O sen pespaye boş bir inci Yo anlama sen gözle iş bitirici Çok itici var be sen de gelme Yanıma çünkü ben bir bitirici! Ah, vadedilen her güzel şeyde Her özel şeyde doğruluğun payı azaldı İnsanoğlu iyice azdı ensest ilişki Hayvana tecavüz ayıbı iyice arttı Köleliği çıkartana bir lanet okudu şair Sair örnek verebilirdim ben geçmişe dair Mazi benzemekte sanki kana bulanmış bahir Zaman ne getirecektir acaba söyleyin bu ahir Silah üreten emekli profesör Insanlığı seyrederken emekli maaşını Rahatça yer mi? Atılan her mermi yazılıyor günah kitabına Söyle âlim insan sence bunlara değer mi?
Ruslar, Ahlat'a doğru ilerlerken akşam olur, hava kararmaya başlar. Ahlat'ın girişine geldiklerinde bir bakarlar ki, bir ordu tam önlerinde dimdik ayakta durmakta. Hem de gizlenme ihtiyacı bile duymadan. Rus komutan emir verir: "Ateş!" Müthiş bir yaylım ateşi başlar ama karşılarındaki ordu hâlâ dimdik durmaktadır. Kaçan maçan da yok. Çaresiz sabahı beklemeye başlarlar. Günün aydınlanmasıyla bir bakarlar ki, karşılarında duranlar insan boyunda mezar taşlarıdır. Büyük şok geçirirler ve kurşun yağdırdıkları bu eşsiz güzellikteki mezar taşlarını tahrip ederler.
Sayfa 22
Reklam
Aşk neydi?
“Evet, aşk neydi? Güllerin arasından esen bir rüzgar, yok yok kandaki sarı fosforlaşma. Aşk yaşlıların kalbini bile yerinden hoplatacak cehennem ateşi sıcaklığında bir müzik, akşam çökerken kocaman açan bir papatya ve bir dokunuşta, bir nefeste kapanan anemon çiçeğiydi.”
Aşk neydi? Güllerin arasından esen bir rüzgâr… Aşk yaşlıları kalbini bile yerinden hoplatan cehennem ateşi sıcaklığında bir müzik, akşam çökerken kocaman açan bir papatya ve bir dokunuşta, bir nefeste kapanan anemon çiçeğiydi.
Peki ama niçin yavaşlığı tercih ediyorsunuz, diye sordum. Yavaşladığınızda kaybettiğiniz bir şey oluyor, diyor Lauron, ama daha fazlasını kazanıyorsunuz. "Komşularınızla bir topluluk oluşturduğunuzu hissediyosunuz. Arabalarımız olsaydı kilise ahalisi otuz kilometrelik alana dağılırdı. Birbirimizin yanı başında oturuyor olmazdık. Komşular o kadar sık akşam yemeğine gelmezdi.... Burada fiziksel bir yakınlık var, ruhani ya da zihinsel yakınlık da bunun sonucu. Otomobiller ve uçaklar çok kullanışlı, o hızın nasıl işe yaradığını görüyoruz; ama grup olarak biz bütünleşmiş bir topluluk uğruna o hıza karşı koymaya karar verdik sanırım." Her yerde olabildiğinizde -taşıtlarla ya da internette- hiçbir yerde olamadığınıza inanıyor Lauron. Oysa Amişler daima "evlerinde oldukları hissine" sahipler. Bunu tarif eden bir benzetme yaptı Lauron. İnsan hayatı ılık, parıltılı, kocaman bir kömür ateşi gibi, dedi. Ama kömürlerden birini çekip ayırırsanız hemen yanıp gider. Biz birlikte kalarak birbirimizi sıcak tutuyoruz, diye ekledi.
Amiş topluluğuKitabı okudu
Adının haqqını verir dndndn
“Lütfen, isminizi söyler misiniz ?” dedi Scrubb. “Benim ismim Suratsız. Unutsanız da fark etmez. Her zaman tekrarlayabilirim.” ... “Akşam yemeğine yahni yapmak için birkaç yılanbalığı yakalamaya çalışıyorum” dedi Suratsız. “Yakalayamazsam hiç şaşırmam. Yakalasam da bundan pek hoşlanmazsınız zaten.” “Neden?” diye sordu Scrubb. “Neden mi? Bizim yediğimiz türden yemekleri sevmeniz için bir neden yok, ama yine de suratınızı ekşitmeyeceğinizden eminim. Neyse, ben avlanırken, siz de ateş yakmaya çalışın, denemekten zarar gelmez ! Odunlar kulübenin arkasında. Yaş olabilirler. Kulübenin içinde yakabilirsiniz, ama o zaman da tüm duman gözlerimize kaçar. Dışarıda da yakabilirsiniz, ama o zaman da yağmur yağar ve ateşi söndürür. İşte kav kutusu. Nasıl kullanıldığını bilmiyorsunuz sanırım.”
Doğan YayıncılıkKitabı okudu
Kardeşim! Ölümün hemen ilerde olduğunu bilmiyor musun? Kim bilir belki sabahleyin kapını çalar belki akşam, belki gündüz belki de gece. Sonra kabrin soğuk yüzü ile karşılaşırsın. Ardından münker ve nekir melekleri gelir. Sonra kıyamet. O gün yanlış yapanların pişmanlık ateşi ile hasret çektiği gündür!
860 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.