Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!”
Aleksandr Puşkin
Aleksandr Puşkin
Reklam
Kadınlarımız ://
Köylerde daha çok kadınlarımız çalışır bizim Sabah ezanıyla kalkarlar Doyururlar insanları ve hayvanları Sonra vururlar çocuklarını sırtlarına Tarlaya koşarlar yalınayak Nasırlı eller ve kara toprak Savaşırlar bütün bir gün Yakıp kavuran bir güneşin altında Çocuk ağlar Kadın ağlar Toprak ağlar Bazen acır da kadınların haHne Bir serinlik gönderir karlı dağlar Akşamın alacakaranlığı Yeni bir çilenin başlangıcıdır
Sayfa 403Kitabı okudu
“Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!”
Aslında onlar için gece olmuş gündüz olmuş fark etmiyordu, ister sabahın alacakaranlığı ister akşamın alacakaranlığı, ister sessiz gece yarısı ister gürültülü öğle saati, körler daima sisin içindeki güneş gibi göz alıcı bir beyazlıkla çeviriliydi. Onlar için körlük, sıradan karanlıklarla çevrili halde değil, görkemli bir ışığın içinde yaşamaktı.
Yanı başımda gördüğüm sen misin? Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Sayfa 59
Reklam
Ah Rita! Hangi şey ayırabildi gözlerini gözlerimden bu tüfekten önce iki hafif uykudan ve bal bulutlardan başka! Bir varmış bir yokmuş ey akşamın alacakaranlığı göçüp gitti ay parçam uzaklara sabahleyin o bal gözlerde Ve şehir silip süpürdü tüm şarkıcıları ve Rita’yı Rita ile gözlerim arasında bir tüfek var.
Mahmud Derviş
Mahmud Derviş
Güneş başını almış gidiyordu. Bir burukluk çöktü içime. Akşam oluyordu. Karanlık sarı yansımalarla sardı önce. Rahmetle gülen ruhum akşamın alacakaranlığı ile mahzunlaştı. Gün akşamla tutuştu. Usulca giden güneşin ardından bakakaldım. Geceleri gündüzlerle kilitlemek, karanlığı aydınlık ile gizlemek istedim. Olmadı...
Hangi şey ayırabildi gözlerini gözlerimden bu tüfekten önce iki hafif uykudan ve bal bulutlardan başka! Bir varmış bir yokmuş ey akşamın alacakaranlığı göçüp gitti ay parçam uzaklara sabahleyin o bal gözlerde Ve şehir silip süpürdü tüm şarkıcıları ve Rita’yı Rita ile gözlerim arasında bir tüfek var.”:::!!!
Mahmud Derviş
Mahmud Derviş
Körlerin ışık yanılsaması denebilecek bir üstünlükleri vardı,ister gündüz,ister gece olsun,ister sabahın ya da akşamın alacakaranlığı,şafak vaktinin sesizliği ya da tam öglenin gürültüsü,körler,siste kalmış güneşe benzeyen görkemli bir beyazlık içinde hareket ediyorlardı.Körlük onlar için,basit bir karanlık içinde değil,parlak bir ışık içinde yaşamaktı.
Reklam
"Rita ile gözlerim arasında bir tüfek var Rita’yı tanıyan eğilip dua eder bal gözlerindeki ilaha … Ve Rita’yı öptüm daha genç bir kızken hatırlıyorum nasıl yapıştığını bana nasıl örttüğünü kollarımın o güzel örgülerini
Körlerin, ışık yanılsaması denebilecek bir üstünlükleri vardı. Aslında, ister gündüz ister gece olsun, ister sabahın ya da akşamın alacakaranlığı, şafak vaktinin sessizliği ya da tam öğlenin gürültüsü, körler, siste kalmış güneşe benzeyen görkemli bir beyazlık içinde hareket ediyorlardı. Körlük onlar için, basit bir karanlık içinde değil, parlak bir ışık içinde yaşamaktı.
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.