Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Körlerin ışık yanılsaması denebilecek bir üstünlükleri vardı,ister gündüz,ister gece olsun,ister sabahın ya da akşamın alacakaranlığı,şafak vaktinin sesizliği ya da tam öglenin gürültüsü,körler,siste kalmış güneşe benzeyen görkemli bir beyazlık içinde hareket ediyorlardı.Körlük onlar için,basit bir karanlık içinde değil,parlak bir ışık içinde yaşamaktı.
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Sayfa 59
Reklam
Issız gecenin koynunda, Yanı başımda gördüğüm sen misin? Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Ey gece! Ey serinlik getiren karanlık! Benim için bir iç bayramın belirtisisin sen, sen bir bunaltıdan kurtuluşsun! .
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
-Şiiristan Sultanı’na- Burası Türkiye Sultanım Rahat vermezler sevişenlere Burada Kadınların koynuna Bıçak tehdidiyle girilir Burada
Reklam
... yaşlılığın yaşamla ilişkisi, akşamın günle ilişkisiyle aynıdır; öyleyse akşama “günün yaşlılığı”, yaşlılığa da –Empedokles gibi– “yaşamın akşamı” ya da “yaşamın alacakaranlığı” denebilir.
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Aslında, zamanın gündüz ya da gece, sabahın ya da akşamın alacakaranlığı olmasının, şafak vaktinin sessizliği ya da öğle saatinin gürültü patırtısı içinde bulunmalarının körler için fazla bir önemi yoktu, onlar her zaman, sisin içinde parlayan güneşin verdiği ışık gibi, görkemli bir beyazlık içinde yüzüyorlardı. Körlük onlar için, sıradan karanlıklar içinde değil, görkemli bir ışık içinde yaşamaktı.
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Reklam
“Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!”
Yine benzer bir biçimde, yaşlılığın yaşamla ilişkisi, akşamın günle ilişkisiyle aynıdır; öyleyse akşama "günün yaşlılığı", yaşlılığa da -Empedokles gibi- "yaşamın akşamı" ya da "yaşamın alacakaranlığı" denebilir.
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni.
Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
Ne ağır geçti can sıkıcı gündüz! Ne uzun sürdü akşamın alacakaranlığı! Ve ben bu karanlık gecede ne uzun bekledim seni!
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.